Uzun roman ve çok kişi-karakter olunca kafada toplamak olaya kendini vermek başlarda biraz zorlaşıyor. 90. Sayfaya kadar kişileri oturtmakla geçti sonra akıcılığı ve olayları yaşayarak kitabın içindeymişçesine keyif verdi. Bir çok yayınevi farklı basım var. Benim okuduğum yayın sinirlerimi alt üst etti. Sürekli yazım yanlışı göze çarptıkça sanki güzel rüyadan uyanıyor gibi sonra tekrar dalıp aynı yerden devam etmeyi ummak ama o odağı yakalayamamak çok can sıkıcı oluyor. En meşhur alıntılarda bildiğimiz sözler karşımıza çıkınca da yayından mı çevirmen farkinda mı bilinmez mihenk taşı olan söz devrik ya da anlamsız cümleyle karşınıza çıkıyor. Bu söz böyle mi yazılır bari yazım yanlışı yapılır tamam da temel taşı olan cümleleri aynen yazamazmıydınız isyanı oluyor. Gelelim romana; böyle eserler sayesinde kendi tarihinin ve kültürünün de ötesine geçip Fransız, Rus (romanına göre değişir) tarihini, olaylarını, yaşayış biçimlerini öğrenip bir nevi genel kültür depolanmasina olanak sağlıyor. Savaşın getirdiği yokluk, ölüm, hırs bir yana hayata tutunma, aşk, sevdiğini umursamak ve hayatını adamak... Kısaca her duygu düşünceden ilmek ilmek işlenmiş hepsinden katılmış. Okumamış olanlar için olay paylaşmakten çekiniyorum. Okumayan bir an önce okusun derim. Saygılar...