Savaşmadan Yenilmek

Mustafa Yıldırım
"O zaman da ihanet vardı, şimdi de var. Nihayetinde Ulus Dağı'na çıkılacak Ve yine bir ateş yakılacak. Savaşmadan yenilmek yok!
Sayfa 275Kitabı okudu
Sibel Edmonds, T.C asıllı genç bir bayan. Kendisi USA (Amerikan Federasyon Devleti de diyebiliriz) iç güvenlik kurumu FBI (Federal Soruşturma Bürosu)'de çevirmen olarak çalışmaktaydı. İleri sürdüğüne göre bir gün önüne konan belgelerde çok ilginç bilgilere rastladı. 11 Eylül 2001 saldırısının önceden bilinmesinden daha da önemliydi bu bilgiler. Bu saldırının ön hazırlıkları için, resmi yönetimin bilgisi içinde, yüklü miktarda dolar harcanmıştı. Daha da ilginci, bu paranın önemli bir bölümü USA seçimlerinde Cumhuriyetçilerin seçim propagandası harcamalarına kaydırılmıştı. Sibel Edmonds, durumu üstlerine bildirince işler karıştı. Sibel Edmonds işinden atılmakla kalmadı, ayrıca USA ulusal güvenliğine zarar verdiği gerekçesiyle mahkemeye de verildi.
Sayfa 52 - Ulus Dağı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türklerden beklenen Her gün, ama her gün, geçmişin şanlı günlerini anarak rahatlamak moda oldu. Toplumun gelecekle ilgili güven bunalımını biliyorlar ve yayınlanmış olan ciltlerce kitabı görmezden gelerek, salt para hırsıyla ve yeni sözcüklerle yazıyorlar. Dışa göbekten bağlı mistik örgütler dahi, bu yayınları olanca güçleriyle destekliyorlar. İç işgalin ayrıntılarını sergilemek ve elle dokunulabilecek denli somut olan asıl düşmanları, kolonicilerin düzenleri açığa çıkararak onlarla savaşım yolunu göstermek yerine, "Eskiden nasıl da yenmiştik; merak etmeyin, yine öyle yaparız; yeter ki, Kuvayı Milliye." diye başlayıp, öylece bitiriyorlar. Ne yabancı örgütlerin adları, mason cemiyetleri, ne yabanci istihbarat örgütlerinin çalışmaları, ne şunlar ne bunlar, umurlarında değil! Onlar paraya para demezken, toplumda yeni saldırıyı ve yeni görevleri unutuyor, "Nasıl olsa bir ordu daha kurulur" ya da "Baksana her yanda çoban ateşleri yanıyor, gün olur birleşip bir bağımsızlık ordusu olurlar da, bizi bir kez daha kurtarırlar" deyip çalçene oluyor. Oysa bağımsızlığı yeniden kazanmak için, o bilinmeyen birilerinden, bilinmeyen bir biçimde, savaşmalarını beklemek boşunadır.
Bağımsızlık ve kurtuluşunun en değerli Meclisinin girişine, tütün ve sigara kaçakçılığı ABD'de tescilli Philip Morris adını yazdıran, el parasına tamah edilmesine göz yuman bu millet ayağa kalkar mı? Kalksa bile, 1920 meclisinden sökülüp atılanlanları bulup yerine koyabilir mi?
Sayfa 272Kitabı okudu
Cuma fetvasına çıktı vaizler "Zina! Zinhar günahtır" dediler ve anlatmadılar asıl zinanın akıllarda gerçekleştiğini. Ayta köyünde çocuklar öldükleriyle kaldılar! ve köylüler içlerine gömdüler acılarını. Türkiye'nin milliyetçileri mukaddesatçılar, "Bizim Musul'da bin yıl geçmişimiz var dediler! Türkiye'nin eskimiş solcuları "Önce demokrasi! Önce demokrasi" dediler ve Soros'un sofrasına oturdular. Zıkkımlandılar Avrupa hanedanlarının faiz gelirlerinden dökülen ufak kırıntıları!
Yabancılarla işbirliği yapan tarikat, bağımsız yurdumuzun geleceğine kastediyor; öldürülen, "Bu örgüt devletin içine yuvalandı" diye yazıp söylemiş. Yükseldikleri makamların hakkını vermeyi düşünmeyenler konuşuyor: "Devletimizin laik yapısı..." Konuşuyorlar, inceliyorlar, yazıyorlar, vuruyorlar, havaya uçuruyorlar, eziyorlar... Cenazeye koşuyorlar... Rahatlıyorlar... Aynaya bakıyorlar ve 'lyi politika yaptım' diyorlar...
Reklam
"Chatham House' dedikleri, İngiltere Kraliyet Uluslararası İşler Enstitüsü'nün merkez binası. Bakmayın 'Enstitü' denmesine; düpedüz İngiliz dış siyasetinin ve yayılmacılığının planlama ve propaganda merkezi. Merkezin başında CIA eski direktörlerinden biri var.
Resim