Savaşta Ne Yaptın Baba?

Can Dündar
İnsanlar gibi uluslar da, geçim kaygısı ile kendine saygısı arasında sıkışır kalır bazen... Böyle dönemlerde, çekilen sıkıntıyı hafifleten şey, baskılar karşısında başı dik tutabilmiş olmanın onurudur. Savaşta Ne Yaptın Baba, Can Dündar’ın AKP hükümetinin iktidara yükselişi, Avrupa Birliği Üyeliği, Irak Savaşı’nın hikâyesi ve bu süreçte gittikçe kutuplara ayrılan "Doğu" ve "Batı" imgeleri üzerine yazdığı yazılardan oluşuyor. Yanı sıra globalleşmeyi, yenidünya düzenini, Türk-Amerikan ilişkilerini, Türkiye’nin Ortadoğu’daki yerini de sorgulayan Can Dündar, İslamcılık ile Amerikancılık arasında gidip gelerek tarihî ve dinî gönül bağları ile yeni dünya düzeninin dayattığı taleplerin arasında sıkışıp kalan bir hükümeti; basın dünyasındaki güçlüden yana değişen dengeleri; basının manipülasyonlarıyla kılavuzunu yitirme tehlikesi yaşayan bir halkı ve her şeye rağmen henüz vicdanını yitirmemiş insanları anlatıyor... Her zamanki üslubu ve savaş karşıtı tavrıyla... Yaşadığımız cehenneme rağmen ümidini kesmeden ama acı gerçekleri olanca çıplaklığıyla gözler önüne sermekten de sakınmayarak...
Kitabın Konusu:
160 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Mayıs 2012
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

160 syf.
·
Puan vermedi
Malum bu kitaba inceleme yazmak olmaz, ama kısacası şu ırak Savaşı'nın hikâyesi her zamanki gibi Amerikan ve İslamcılık coğrafyasında her zaman konuşan konulara Can Dündar'ın kaleminden oluşan yaziılar aynı zamanda komplo teorilerini üretenlerin de okumasını istediğim bir kitap
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap, ABD’nin Irak’ı işgal sürecinde yazılmış Can Dündar’ın köşe yazılarının bir derlemesi… Hayal meyal hatırlanan ve medyadan tanık olduğumuz zamanların biraz daha siyasi yönünü gözlemleme fırsatı sunuyor. Kitabı okurken yer yer şunu düşündüm: “Bir ülkenin elinin kana bulanması nasıl bir his ve bugüne kadar bu ülkede yaşanan bütün bu musibetlerin yanında, Irak halkına yapılan zulüm bunun yanında nerededir?” Ve son olarak Yılmaz Erdoğan’ın şu sözleriyle bitirmek istiyorum: “Zulüm, kimse zalimlik yapmayınca biter; mazlumlar dahil.” #42948591
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Irak savaşı, işgali,demokratikleştirilmesi,özgürleştirilmesi, artık nasıl adlandırıyorsanız, ben çocukların öldürüldüğü,anasız babasız kaldığı vahim bir olay diyeyim.(Tabiki çekilen acıların yanında basit bir tanım oluyor) işte bu tür olayları o zamanın şartlarıyla okumak sağlıklı bilgi edinimi açısından önemlidir. Usta yazar ve gazeteci Can Dündar o gün koşullarında yazmış olduğu köşe yazılarını kitaplaştırarak Türkiye'nin o zamanki konumu ile ilgili, gayet yerinde tespitlerle okurları bilgilendiriyor. Yakın tarihle ilgilenen arkadaşlar mutlaka okumalı diye düşünüyorum.
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma
166 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Okuduğumuzu anlayalım
Bu kitabi okurken savasta ne yaptin baba diye yazan cümleyi seçimde ne yaptın anne yada baba olarak geçirdim hafızamdan 20 öncesine gittim nereden başlamış nasıl başlamış herşey diye araştırmalara koyuldum Can Dündar'ın bu kitabını da mutlaka okumalıydim. Kürt Türk sorununu çok güzel ele alan bir kitap şiddetle tekrar tavsiye edilir Üzerinden 20 yıl geçse bile hatırlanması gereken çok önemli olaylar canlanır yeniden yada bilmeyen okuduğunda aydınlanır. Savaş yazılarından oluşan yazılar bir araya getirilmiştir o dönemde TRT de yerel kanalda çalışan Can Dündar neden istifa etmiştir anlatmaktadır . Tarih sizi affetmez diye başlık atmıştır İslami vurgularla hükümet olup ilk icraat olup müslüman bir ülkeye saldırı izni veren bir hareket olarak tarihe geçecekler demiş can Dündar ama insanımız belli ki unutmuş olayları hatırlanması gereken önemli bilgiler
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · İmge Kitabevi Yayınları · 0833 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
can dündar'ın köşe yazılarının toplanmasıyla oluşturduğu muhteşem bir kitap, dönemini ve ülkemizin bulunduğu o ikilemleri çok güzel anlatmış, kitap amerika'nın ırak'a geçmesi için türkiye'nin amerika'ya yol verip vermeyeceğiyle alakalı.
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma
166 syf.
·
Puan vermedi
Yıllar geçip de Irak saldırısının ateşi küllendiğinde siyasetçiler, askerler, diplomatlar, borsacılar, silah tüccarları, işadamları, sanatçılar, gazeteciler çocuklarından aynı soruyu duymaya başlayacaklar: "Savaşta ne yaptın?" Kiminin hafızasında emziğiyle ölmüş bir Iraklı bebeğin fotoğrafı olacak, kiminin hafızasında kızlarının başucunda ağıt yakan analar; başlarına geçirilmiş poşetlerle oğullarına sarılan esirler; bir petrol kavgasında yok yere canına kıyılmış siviller, harap edilmiş şehirler... "Seyirci kaldık" diyecek siyasetçiler... "Silah sattık" diyecek tüccarlar... "Kar ettik" diyecek borsacılar... Benim cevabım ise bu kitapta... Arka kapaktan
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · İmge Kitabevi Yayınları · 0833 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kitap yazarın Irak savaşı sırasında yazdığı köşe yazılarından oluşuyor. Sadece genel kültür için değil yakın tarihi bütün çıplaklığı ile görmek adına okunması gereken bir kitap. Halkın yüzde doksan beşinin girmek istemediği bir savaşa ülke olarak nasıl dahil edildiğimizi, önemli olanın milli irade değil, egemen Amerikan emperyalizmi olduğunu bütün çıplaklığı ile görün.
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dündar sayılı gazetecilerden biridir..Türkiye de kıymeti bilinmesi gereken yazardır. İlk okuduğum kitap ve hayran kalmıştım. Kesinlikle tavsiye ediyorum
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Dündar Amerika'nın Irak işgali sırasında Türkiye'nin Amerika'ya geçiş sağlama konusundaki ikilemini anlatıyor.Birgün ona "savaşta ne yaptın?" sorusu yöneltilirse diye çoktan bir cevap hazırlamış.Belki de vicdanının sorduğu bu soruya yanıt kitap.Kitaptaki köşe yazılarını okuduktan sonra anlıyorsunuz ki bugün birçok insan bu soruya yanıt verecek durumda değil.Oturup böyle bir soru yönelmesin diye dua etseler yeridir.Fakat vicdana dua işler mi bilemem.Dündar ise kendini rahatlatmış görünüyor,tabi ne kadar rahatlatabilirse.En azından yaptığı işler bu soruya yanıt verebilme olanağını kendisine tanıyor.Kitapta da hem Dündar'ın bu işlerini hem de Türkiye'nin bugün kendisine bu soru yöneltilse Türkiye'nin elinden cevap verme olanağını alan yaptığı işleri bulabilirsiniz.
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Usta gazeteci ve belgeselciden güzel bir siyasi kitap. Yazar, AKP'nin ilk döneminde patlak veren Irak Savaşı, ABD tezkeresi ve o dönemki siyasi baskılar ile ilgili olarak yazdığı köşe yazılarını birleştiriyor ve okuyucuya sunuyor. O dönemde ülkemize yapılan büyük baskıyı, diplomatlarımızın dik durmaya çalışmasını, savaşın sebeplerini, Türk medyasının bu olaylar karşısındaki tutumunu ve daha pek çok şeyi sade ve etkili bir dilde anlatıyor. O dönemle ilgilenenler için mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Savaşta Ne Yaptın Baba?
Savaşta Ne Yaptın Baba?Can Dündar · Can Yayınları · 2015833 okunma

Yazar Hakkında

Can Dündar
Can DündarYazar · 48 kitap
Can Dündar (d. 16 Haziran 1961, Ankara), Türk araştırmacı, gazeteci, televizyoncu ve belgesel yapımcısı. Türkiye'nin yakın tarihi, politikası ve popüler kültür konularında hazırladığı belgeselleri ile tanınmış bir belgesel yapımcısıdır. Özellikle Sarı Zeybek (1993) belgeseli ilgi görmüştür. Şubat 2015'te Cumhuriyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni olan Dündar'ın, bu gazetede 29 Mayıs 2015 tarihinde kendi imzasıyla yayınlanan MİT TIRlarındaki silah haberi büyük yankı uyandırmış ve gazeteci bu haber nedeniyle tutuklanıp yargılanmıştır. Yargılama sonucunda casusluk ve hükûmeti ortadan kaldırma suçlamalarından beraat eden Dündar, devletin gizli belgelerini elde edip yayınlamaktan ceza aldı. Davanın temyiz sürecinde tutuksuzluğu devam eden gazeteci, can güvenliği endişesiyle Almanya'ya gitti. Dündar, Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılmış; aynı gazetede köşe yazarlığına devam edeceğini açıklamıştır. 31 Ekim 2016 tarihinde hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü tarafından açıklanan 2017 Nobel Barış Ödülü adayları arasında üçüncü sırada yer aldı. Ali Rıza ve Öznur Dündar çiftinin tek çocuğu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1982'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. Üniversite yıllarında gazeteciliğe başladı. 1979'dan itibaren sırasıyla Yankı, Hürriyet, Nokta, Haftaya Bakış, Söz ve Tempo’da çalıştı. 1986'da Birleşik Krallık'ta London School of Journalism'i bitirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde siyaset bilimi dalında yüksek lisansını aynı senede tamamladı. “Media and democracy, a comparative case study on the press portrayal of the Belgrane and Kocatepe affairs” (Medya ve Demokrasi, Belgrano ve Kocatepe Olayları’nın medya tasviri üzerine karşılaştırmalı bir inceleme) başlıklı yüksek lisans tezinde iki ülkede birer savaş gemisinin yanlışlıkla batırılıp devlet sırrı olarak saklanması konusunu inceledi. Televizyona 1988'de TRT'de Seynan Levent ile başladı. 1989-1995 arasında 32. Gün program ekibinde çalıştı. 1993-1994 yıllarında Show TV'de Mehmet Ali Birand’la birlikte 'Çapraz Ateş’i hazırladı. Özellikle 1993’te Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ve yazar Aziz Nesin’in konuk olduğu bölüm gündem yarattı ve üzerinden tartışmalara sebep oldu. Gazetecilik ve belgeselciliğe ağırlık verdiği dönemden sonra 2006'da televizyonculuğa yönelen Dündar, 19 Eylül 2006'da başladığı "Neden?" isimli tartışma programını 9 Haziran 2009 tarihine kadar hazırlayıp sundu. 2009-2010’da NTV kanalında yayımlanan Canlı Gaste’yi hazırlayıp sundu ve aynı kanalda 2010-2011’de canlı ana haber bültenini sundu. Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte ‘Demirkırat’ (1991) ve ‘12 Mart’ (1994) adlı belgesel dizilerini hazırladı. Ayrıca Türkiye’nin güzellik kraliçelerini anlatan ‘Cumhuriyet’in Kraliçeleri’ belgesel dizisini ve Atatürk’ün son 300 günün anlatan Sarı Zeybek belgesellerini hazırladı. 1994-1995 yıllarında Türkiye tarihinin gölgede kalmış kahramanlarının öykülerini anlatan ‘Gölgedekiler’ adlı belgesel serisini hazırladı. Köşe yazarlığı 1994'te Aktüel’de başladı; aynı yıl Yeni Yüzyıl gazetesinde günlük köşe yazıları yazmaya başladı ve bu gazetede beş yıl çalıştı. Köşe yazarlığı ve belgesel yapımcılığı sürerken ODTÜ’de doktora çalışmalarına da devam eden Dündar, 1996'da “Terör ve medya: Liberal Teori ışığında, terör olaylarının televizyonda işlenişine eleştirel bir yaklaşım” başlıklı tezi ile doktorasını tamamladı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ ve ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü Kültürlerarası Çalışmalar programında yüksek lisans dersi verdi. 1996 ve 1997 yılında Show Tv için hazırladığı 10 bölümlük ‘Aynalar’ belgesel ile politik ve tarihî konuların dışına çıktı; popüler kültür alanında çalışmalara yöneldi. 1996-1998 yıllarında 40 Dakika isimli belgesel-haber programını hazırlayıp sundu. Özellikle 7 Ocak 1997’de yayınlanan programda Susurluk Kazası’ndan yola çıkarak yapılan araştırmalarla ilgili iddialar uzun süre gündemde kaldı. Atatürk'ün öğrencilik hayatındaki ülke durumunu ve Atatürk'ün beraberliğinde gerçekleşen değişimleri anlatan Yükselen Bir Deniz belgeseli ile 1998'de belgeselciliğe döndü. Türkiye siyasi tarihi ve popüler kültüründeki önemli kişiler ve Köy Enstitüleri, Devlet Tiyatroları, İş Bankası, Mülkiye gibi kurumlara ilişkin çok sayıda belgesel yaptı. 1999 Ocak'ından 2001 Ocak sonuna kadar Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 2001 Ocak ayından itibaren Milliyet gazetesinde, Ada başlıklı köşe yazısı yazdı. 2003-2004 yıllarında Milliyet gazetesi için ‘Popüler Kültür’ ekini çıkardı. Milliyet gazetesiyle yolları 1 Ağustos 2013 tarihinden itibaren ayrılmıştır. Milliyet'ten ayrıldıktan sonra BirGün'de Doğan Tılıç'ın köşesinde bir ay boyunca haftada üç gün yazdı. Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan Mustafa adlı filmi yazıp yönetti. 2008 yılında vizyona giren film, Atatürk’ü yargıladığı ya da kötülediği yönünde eleştirilere maruz kaldı. 25 Ekim 2013 tarihinden beri Cumhuriyet gazetesinde yazan Dündar, 8 Şubat 2015'te gazetenin genel yayın yönetmenliği görevine getirildi. 2014 yılında Gezi Parkı protestoları ile ilgili ‘Gözdağı’ adlı belgeseli hazırladı. MİT TIR'ları davası Tutuklanması Suriye'ye gönderilen MİT TIR'ları ile ilgili haberin 29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet'te,‘İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar’ başlığıyla ve Can Dündar imzasıyla duyurulmasının ardından bu haberlere yayın yasağı getirildi. Aynı gün Can Dündar'a ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasî ve askerî casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma’ suçlarından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu haberi yapan kişi, bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu.” demiştir. Erdoğan'ın savcılığa yaptığı bireysel başvuru ile Can Dündar'a ‘gerçeği yansıtmayan haber, yorum ve görüntüleri yayınlamak suretiyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu’ öne sürerek iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42 yıl hapis cezası talep edildi. Bu davada 26 Kasım 2015 tarihinde gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ile birlikte tutuklanmıştır.[19] Erdoğan, 24 Kasım'da ise “O TIR'lar Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Şimdi diyecekler ki ‘Başbakan TIR'ların içinde silah yoktu’ diyordu... Varsa ne olacak, yoksa ne olacak.” demiştir. ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme’, ‘devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama’, ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme’ suçlamalarını içeren iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 26 Kasım 2015'te tutuklu yargılanmak üzere cezaevine götürüldü. Tahliyesi Dündar ve Gül, 6 Aralık 2015'te AYM'ye bireysel başvuruda bulunarak tutuklu yargılanırken haklarının ihlâl edildiğini söylediler. Bu başvurunun ardından 25 Şubat 2016'da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin “Siyasî casusluk yaptıklarına ilişkin somut bilgi yoktur” şeklindeki gerekçeli karar ile tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiler. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, kararı sevinçle karşıladıklarını ancak mahkeme kararları üzerinden AK Partinin itham edilmesini doğru bulmadığını söyledi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, bu kararı alan Anayasa Mahkemesi üyelerini kutladığını söyledi. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve Pervin Buldan kararı sevinçle karşıladıklarını ifade etti. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve AGİT, kararı memnuniyetle karşıladıklarını ve basın özgürlüğü açısından önemli bulduklarını ifade ettiler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat günü Can Dündar için Anayasa Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararını “Mahkeme bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim (...) Ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum. (...) Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Eğer kararında direnmiş olsaydı, bu bireysel başvuru veyahut da AYM'nin vermiş olduğu karar boşa çıkacaktı.” şeklinde yorumladı. Erdoğan 4 Mart'ta ise "Evet ortada bir Anayasa ihlali vardır. Ama Anayasa’yı ihlal eden değilim. Bu Anayasa Mahkemesi’nin karar merciinde olanlardır. Birinci mahkeme Anayasa Mahkemesi'nin kararına uydu. Ama bu işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, bir üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir." dedi. Yargılanması 6 Mayıs 2016'da gerçekleşen dördüncü duruşma sonucunda Dündar ve Gül, hükûmeti ortadan kaldırma suçlamasından beraat etti. İkili hakkındaki casusluk suçlaması da düştü. Devletin gizli belgelerini elde edip yayınlamaktan yedi yıl hapis cezası alan Dündar'ın cezası beş yıl 10 aya indirildi. Davanın temyiz sürecinde tutuksuzluğu devam eden Dündar, can güvenliği endişe ile Almanya’ya gitti. Dündar, Ağustos 2016’da Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılmış; aynı gazetede köşe yazarlığına devam edeceğini açıklamıştır. 24 Ocak 2017'den beri Almanya merkezli Özgürüz adlı haber portalının genel yönetmenliğini sürdürmektedir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.