Seçme Şiirler

Konstantinos Kavafis

Oldest Seçme Şiirler Posts

You can find Oldest Seçme Şiirler books, oldest Seçme Şiirler quotes and quotes, oldest Seçme Şiirler authors, oldest Seçme Şiirler reviews and reviews on 1000Kitap.
Yüzümü nereye çevirsem nereye baksam kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün, boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede
Duvarlar
Aldırmadan , acimadan, utanmadan Kocaman ,yüksek duvarlar örduler dört bir yanıma. İşte oturyorum şimdi umutsuz Bu yagzi kemiriyor beynimi, başka şey yok aklimda; Yapacak neler vardı dışarda. Ah , duvarları örerken nasıl görmedim onları ? Ne sesini duydum örücülerin , ne gürültüsünu. Cit çıkarmadan kapamislar bana dünya kapılarını.
Sayfa 23
Reklam
Elden Geldiğince
Dilediğin gibi değilse yaşamın, hiç olmazsa çalış elden geldiğince: kirletme onu kalabalığında yeryüzünün, koşuşturmalarla, konuşmalarla. Kirletme yanına alıp sürükleyerek, sunarak ilişkilerin toplantıların günlük bayağılığına, yaşamak yabancı, ağır bir yük oluncaya.
Sayfa 52 - Yön YayınlarıKitabı okudu
Barbarları Beklerken
Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine? Bugün barbarlar geliyormuş buraya. Neden hiç kıpırtı yok senatoda? Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün.
Anımsa
Anımsa, beden, ne denli sevilmiş olduğunu değil yalnızca, o uzanmış olduğun yatakları değil yalnızca, ama o arzuları da anımsa: Gözlerde senin için sakınmadan parıldayanları ve senin içinde titreşen arzuları ve bir engel yüzünden gerçekleşmemiş olanları. Şimdi her şeyin geçmişte kaldığı şu anda kendini vermiş gibisin neredeyse bu arzulara- nasıl parıldarlardı, anımsa, o sana bakan gözlerde, nasıl titreşirlerdi senin içinde, anımsa, beden. 1918
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
Reklam
Bütün yaptıklarımdan ve bütün söylediklerimden Kimse anlamaya çalışmasın kim olduğumu Bir engel vardı, bir engel, bütün eylemlerimi Ve baştan aşağı tutumumu değiştiren Hep bir engel tam konuşacağım sıra Susturuverirdi beni. En göze çarpmamış davranışlarımdan En kapalı sözlerimden, yazdıklarımdan Yalnız onlardan anlaşılabilirim. Ama belki de değmez bunca çabaya Bunca dikkate, gerçekte kim olduğumu bulmak, Daha güzel bir toplumda ilerde Bir başkası tıpkı bana benzeyen Çıkar kuşkusuz, yaşar özgürce.
Gürültülü kahvenin içerlek odasında yaşlı bir adam, masada iki büklüm; önünde bir gazete, yapayalnız. Sefil yaşlılığın ezikliği içinde düşünüyor, ne kadar az çıkardı hayatın tadını güçlü olduğu yıllar, yakışıklı, Biliyor, nasıl yaşlandı; farkında, görüyor her şeyi, ama gençlik yılları daha dün gibi geliyor ona. Hayat ne kadar kısa, ne kadar! Düşünüyor, Bilgelik denen şey nasıl da aldattı onu; nasıl hep güvendi -ne çılgınlık!- “Yarın, bol bol zamanın var” diyen o yalancıya. Dizginlediği coşkular geliyor aklına; gözden çıkardığı onca sevinç. Yitip gitmiş her fırsat Şimdi alay ediyor kafasız sağgörüsüyle. … Bunca düşünce, bunca anımsayış başını döndürüyor yaşlı adamın. Ve gidiyor gözleri kahvenin masasında iki büklüm.
Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın. Bu kent peşini bırakmayacak. Aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede yaşlanacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma- Bir gemi yok, bir yol yok sana.
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.