Bir Arap emiri, Lahsâ'nın kapısına kadar gitmiş, orada bir yıl oturmuş, o dört kalenin bir tanesini almış, bir hayli çapulda bulunmuş, fakat bir şey elde edememiş, onlara bir şey yapamamıştı. Beni görünce "yıldız bilgisine göre acaba Lahsâ'yı alabilir miyim, alamam mı? Onlar dinsiz" diye sordu. Ben, maslahata uygun neyse söyledim. Bence bedeviler de dinsizlik bakımından Lahsâ'lılardan hiç de geri kalmazlar. Bedeviler arasında öyle adam var ki bir yılda bir kere bile suya elini sokmuyor. Bu anlattığım şeyi uydurma rivayetlere göre söylemiyorum, gördüğümü söylüyorum. Ben bir kere değil, muhtelif tarihlerde tam dokuz ay onların içinde kaldım. Deve sütünü içemiyordum. Ne vakit su istesem bana deve sütü sunuyorlardı. Almadım da su istedim mi suyu nerede görürsen iç diyorlardı. Su içen nerde? Onlar, bütün ömürlerince ne hamam görmüşlerdir, ne akarsu!
Bir tahtları var, altı padişah da o tahtta oturuyor. Birbirleriyle ittifak ederek buyruk veriyor, hükmediyorlar. Altı vezirleri var. Bu altı padişah bir tahtta, altı vezir de başka bir tahtta oturup ne iş olursa birbirlerine danışarak görüyorlar. O zaman onların bin tane Zenci ve Habeş, parayla alınmış köleleri vardı, ziraatta bulunuyorlar, bağ, bahçe yetiştiriyorlardı. Bu padişahlar, halktan öşür olarak bir şey istemiyorlar. Halktan birisi yoksul oldu yahut borçlu düştü mü işi düzene girinceye dek ona bakıyorlar. Birisi birisine borç para verse verdiğinden fazla istemiyor. Şehirlerine bir garip gelse, sanat biliyorsa, ona yetişecek kadar sermaye veriyorlar. Lâzım gelen avadanlıkları alıp işe başlıyor. Borcunu verecek hale gelince ne kadar aldıysa onu veriyor. Mal mülk, değirmen sahibi birisinin, malı mülkü harap olmuş, yaptırmaya kudreti yoksa kullarını yollayıp orasını yaptırıyorlar, mal sahibinden hiç bir şey istemiyorlar.
Lahsâ'da değirmenler var, padişahın mülkü. Değirmenlerde halk için un öğütülüyor, halka veriliyor, karşılık bir şey alınmıyor. Değirmenin tamir masrafı, değirmencilerin ücretleri, hep padişahın malından verilmede. O padişahlara "Seyyitler", vezirlerine "Şaire" diyorlar. Lahsâ şehrinde cuma camisi yok,hutbe okunmuyor,namaz kılınmıyor.
Tüm ömrüm boyunca çok şehir dolaştım; Arap, Acem, Hint ve Türk bölgelerinde birçok şehirler ve kaleler gördüm, fakat bu dünya üzerinde Amid şehri gibi bir şehir daha görmedim ben. Kimseden de böyle görkemli bir yerin tasvirini duymadım.