5 cilt 2281 sayfa mükemmel yazılmış bir roman. Kurgu olan çok iyi hikayelerin, olayların, yaşamların daha fazlası var bu kitapta. Bize hikâyeyi anlatırken o dönem Fransayı, Napolyonu, Devrimi, değişen Fransa'ya ışık tutuyor. Bunlarla birlikte birçok konuya değiniyor. Insanın ruhunun derinliklerini irdeliyor.
İnsanın huyu tamamıyla tepeden tırnağa değişebilir mi? Tanrı'nın iyi olarak yarattığı kişi, insan eliyle kötüye döndürülebilir mi? Ruh, kaderin bir parçası olarak tamamen değiştirilebilir, kader kötüyse kötüleşebilir mi? Yürek, ölçüsüz bir felaketin baskısıyla artık iyileşemeyecek çirkinlikler, sakatlıklar edinir, basık bir kubbe altında belkemiğinin bükülmesi gibi biçimsiz bir hale gelebilir mi?"
İşte kitap Jean Valjean'nın hayatını anlatırken bunları sorguluyor .
Kader, gerçek hayat, insan için mezarın ilk basamağında başlar. O zaman kendisine bir şey görünür. O da kesin son olanı fark etmeye, ayırt etmeye başlar. Kesin son. Bu sözü düşünün. Canlılar sonsuzluğu görürler. Kesin son yalnızca ölülere görünür.''O zamana kadar sevin, acı çekin, umut edin, düşünün. Ancak vücutları, biçimleri, görünüşleri sevmiş olanlara çok yazık. Ölüm onlardan her şeyi geri alacaktır. Ruhları sevmeye çalışın. Bunlara yeniden kavuşursunuz.''