Ekmek çaldığı için on dört yıla mahkum edilmiş kürek mahkumu Jean Valjean, cezası bitince hapishaneden ayrılır.Lakin ne kara talih ne de polis müfettişi Javert peşini bırakır... Karşısına çıkan bir psikopasa borçlandığı 'dürüst ve iyi biri olma' sözünü, son nefesine kadar yerine getiriyor.
1850'lı yıllarda yazılmış olan bu dünyaca ünlü klasik sadece bir adamın dürüstlük mücadelesini değil, arka fonda Fransa'nın bağımsızlık mücadelesini de konu alıyor.Ülkede yaşanan yoksulluk, sefalet, iç savaşlar, Paris sokakları... Tam bir 'ulusal klasik' diyebileceğimiz dönem romanı olarak tanımlayabilirim Sefiller'iVictor Hugo'nun babasının cumhuriyetçi, annesinin ise koyu katolik bir kralcı olmasının müthiş yansımaları var eserde. Hatta 'Marius' karakterini kendisiyle özdeşleştirdiği söyleniyor kimi kaynaklarda. Bu roman çeşitli aralıklarla kesilen 14 yıllık bir çalışmanın ürünü. Böyle kitapları kısa vadede okumak onlara ihanet gibi geliyor bana. Yüzyıllar önce yazılmış bir romanın betimlemelerinin bu kadar muazzam olması inanılmaz. Öngörülü cümleler müthiş . Aldığım bu keyifte, dede yadigarı bu baskının tam metin ve sevgili Nesrin Altınova çevirisi olmasının büyük payı var farkındayım. Üstüne bir de Sefiller'in müzikal tarzı filmini izledim ki, o da ayrıca muazzamdı. Lakin tavsiyem, önce kitap sonra film (çünkü filmde kimi bölümler kısaltılmış, metnin anlaşılır olması için kitabı okumak önemli)
Velhasıl Sefiller'i okuma planınız varsa sakın ertelemeyin