You can find Featured Sefiller (2 Cilt Takım) books, featured Sefiller (2 Cilt Takım) quotes and quotes, featured Sefiller (2 Cilt Takım) authors, featured Sefiller (2 Cilt Takım) reviews and reviews on 1000Kitap.
Dünyanın ne kadar küçük olduğunu Sefiller’de attığımız adımlardan anliyoruz.
Sırf yeğenlerinin karnını doyurabilmek için ekmek çalan ve19 yıl kürek mahkumuna çaptırılan Jean Valjean'ın hayatıni ,yaşamın gerçeklerini , iyilik ve kötülük gibi kavramların arka planında ki gerçekleri görmenize katkı sunuyor, intikam almanın en güzel yolunun ona iyilik yapmak olduğunu, sen bıraksan da geçmişin senin peşini bırakmayacagini tokat gibi çarpıyor Victor Hugo. Ve sevgi… Sevgi dişlerini 1 lira karşılığında kerpetenle kopartman oluyor. Kitap her mısralarinda etkisi altina alıyor.Ve...Sayfanın sonunda ne akıtacak gözyaşın ne de adalete bir güvenin kalıyor.Kitabı anlatmaya kelimeler yetmez aslında. Sefillik içinde yaşanılan hayatın içine biraz da aşk katılınca tadına doyum olmamış. Olayların birbirine bağlantıları gerçekten mükemmel. Kötü yerlerde içime dokunan, mutlu yerlerde yüzümde tebessüm açtıran, aşk konularında heyecanlandıran, keşke daha önceden okusaydım dedirten bir kitap.Kesinlikle muhtesem bir eser. Victor Hugo yasasaydi elini öpmek isterdim resmen.o kadar güzel bir anlatımı bir benliği var ki tekrar tekrar okumak isteyebileceğim bir eser. Altini cizebileceginiz birçok cümle var.
“Garip değil mi ruhunu bile değiştirebilen insanoğlu, kaderini değiştiremiyordu.”
“Ağaç gövdeleri, ince fidanlar, dallar, çiçekler, yapraklar, otlar, filizler, dikenler birbirine geçmiş, karışmış, birleşmiş, kaynamış mı. Sanki bitkiler, bu üç yüz kadem-karelik bir yerde birbirine sımsıkı sarılarak, yaratıcının huzurunda insanlığın kardeşliği misali olan kutsal kardeşliğin ve birlik olmanın sırlarını ilan edip uygulamıştı. Bu bahçe artık bir bahçe değil, belki iri bir çalılıktı. Yani bir orman gibi, içine işlenemez bir memleket gibi yerleşilmiş, bir kuş yuvası gibi titrek, iri bir kilise gibi karanlık, bir çiçek demeti gibi kokulu, bir makber gibi tenha, bir cemiyet gibi diri bir şeydi.”