Demek insanlar alçalınca, vahşi hayvandan daha tehlikeli olabiliyor.
***
Son sayfayı çevirip kendimi uzun bir düşünce karmaşası içersinde bıraktım.
Sefiller ilk okuduğum klasik eser..
Kitap iki eseri bulundursa da sefilleri okumak için almıştım. Victor Hugo'nun kalemini seviyorum. Okuyucuyu inançlarının ve nefislerinin arasındaki ince çizgide yürütüyor resmen..
Pişmanlık, vicdan, merhamet, imtihan kelimelerini her kitabında farklı ama etkiyeleyici şekilde anlatan bir yazar..
Sefiller, açlıktan hırsızlığa sığınmış , yaşandığı zamanda ki insanların adaletsizliğine ve ön yargılarına uğramış bir kişiyi anlatıyor. Jan Valjan suçlu ve pişmanlık duyduğu geçmişinden kurtulmaya niyetli biri. Kim hayat şartlarının zorladığı kötülüklerden ömür boyu sorumlu tutulabilir ki ? Hem de bunun pişmanlığı bir ömür pranga gibi vicdanını sıkarken..
Zamanla gizli saklı kişiliği ile toplumun saygın üyesi olmaya hak kazanmışken, kendi adı yerine, bir başkasının adını taşırken sırf kendisine benzetildiği öne sürülen biri onun yerine tutuklanıyor. Ne vicdanı bu duruma el vermiyor, ne de Jan Valjan'ın gölgesi gibi dolaşan araştırmacı polis memuru Javer..
Oldukça güzel bir eser. Her karakterin farklı bir bakış açısı, hayat şartı, savunduğu amaç var. Her kişinin geçmişini ve geleceğini düşünüyorsunuz.
Tesadüf zinciri o kadar fazla ve mantıklı ki kurgudan hiç kopmuyor , uzaklık yaşamıyorsunuz.. :)
Herkes kendi geçmişi içinde boğuluyor kimi geleceğini görmeye kararlı, kimi saklanmaya, kimi çabalamamaya, kimi geçmişini kabullenmiş, kimi ders çıkarıyor, kimi sonunu bekliyor, kimi sonunu kendi yazıyor..