Şehir Mektupları

Ahmet Rasim

Şehir Mektupları Posts

You can find Şehir Mektupları books, Şehir Mektupları quotes and quotes, Şehir Mektupları authors, Şehir Mektupları reviews and reviews on 1000Kitap.
Misafirlik her vakit iyi değildir. Fakat ne çare?
Sayfa 19
Ne tuhaf bir şey, yeni gördüm ama meğer kömürcüler karda, donda buram buram terler; tatlı, sıcak, güneşli havalarda da tiril tiril titrerlermiş.
Reklam
630 syf.
8/10 puan verdi
Eser, Osmanlının son demlerindeki İstanbul’u ve halkının yaşantısını mizahi ve ironik bir dille dile getirmiştir. Fıkra, sohbet, deneme, türlerinin karışı şeklindeki bu mektuplar, yazarın kıvrak, canlı ve eğlendirici üslubu ile anlatılmıştır. Eserde, mizahi bir ifade esprili bir dil, komik anılar, fıkralar ve olaylara da yer verilmiştir. Dönemindeki siyasi çatışmaların ve edebi tartışmaların dışında kalarak hiçbir edebi akıma veya topluluğa dâhil olmayan yazar, kendi çizgisi içinde yazılarını yayımlamış, kendine özgü bir üslup ve mizahi yönü olan tatlı bir İstanbul Türkçesi ile sohbet havasında yazılar yazmıştı. Okurla sıcak ilişkiler kuran canlı bir dille ve ironiyle yazdığı bu eseri de Ahmet Rasim’in en çok sevilen eserlerinden birisi oldu. Şehir Mektupları onun ününü pekiştirdiği gibi ölümünden sonra bu eserinin MEB Yüz Temel Eser arasına alınmış olması ayrı bir önem taşımaktadır. Ahmet Rasim, "Şehir Mektupları"nda büyük bir gözlem yeteneği, kıvrak bir üslup, kendine özgü bir dil ve tadına doyulmaz yazılar ortaya koyar. Şehir Mektupları, yazarın çocukluk yıllarını ve ömrürünün büyük bölümünü geçirdiği İstanbul’u tüm yönleriyle anlatan anı türüne yakın bir eserdir. Şehir Mektupları adlı eserinde yazarın toplam olarak 217 Mektup’u bulunur.
Şehir Mektupları
Şehir MektuplarıAhmet Rasim · Kapı Yayınları · 20131,164 okunma
Şehrin hâkimi olan Voltaire’in Mikromega’sını Fransızcasından okuyanlar veyahut Türkçe’ye tercüme edilmişini gözden geçirenler, mutlaka pireye, mikro;file, mega derler. Yani pire büyümüş büyümüş fil olmuş; fil küçülmüş küçülmüş de pire olmuş gibidir. Fakat aralarında ne kadar büyük fark var, değil mi? Birinde koca bir hortum, iri, sivri iki diş, incir yaprağı biçiminde iki kulak, yerinde rahat! Kumandasına alışmış bir çift göz, yayvan ve üstünde ahşap bir köşk yapılabilecek denli büyük bir sırt, abanoz direkleri andırır dört ayak, ufak bir kuyruk; diğerinde -tutabilip de mikroskobun altında zapt edebilirsen ancak görürsün- acayip, fırıl fırıl dönen, yalanan, uzanıp kısalan bir hortum, vıcır vıcır kaynayan birkaç ayak, sırt, göz vardır. Yalnız tabiatları birbirine uymaz. Birinin yanına gidilmez, diğeri insanın her tarafına sokulur. Biri vahşî bir hayvan, diğeri evcil. Biri eve sığmaz, diğeri rahat durmaz; zıp zıp zıplar, minderde gezerken mama dadının ensesi budur diye yapışır. Yatakta ayaklara sataşır, sofrada gerdana sulanır, merdivende bacağa dolaşır. Mutfakta belkemiği üstünden hafif hafif yürüyerek koltukaltı yoluyla sineye yanaşır. Yükte yorgan arkasına sıkışır, bahçede süprüntüye karışır, askılıkta çamaşıra asılır, yaz gecesi sivrisinekle dalaşır, iki parmak arasında üzülür, hilesinden büzülür, bırakınca yavaş yavaş süzülür, aldırmazsan süratle yola düzülür, fındıkçı, hoppa, züppe, muzip, sevimli, köftehor bir hayvandır
İnsanlığın engin bilgilerini kaydetmek için zihin ve ömür dardır, kısadır. İnsanları kendi lisanından baş­ka lisana ihtiyaç olmaksızın bilgi edinmeye sevkedecek bir yol bulalım.
Sayfa 103
Çorba
Kana kuvvet, göze fer, batına ciladır çorba İllet-i cu'a deva, mahz-ı gıdadır çorba Sağlara, hastalara ayn-ı şifadır çorba Ağniya dostu muhibb-i fukaradır çorba Hasılı hahiş ile ekle sezadır çorba ... (Çorba, kana kuvvet, göze fer, kama ciladır. Açlık derdine deva­ dır. Gıdalann ta kendisidir. Sağlara, hastalara şifa olan çorba, zenginlerin dostu ve fakirlerin sevgilisidir. Kısacası istekle ye­nilmeye layıktır.)
Sayfa 102
Reklam
1,000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.