Eski İstanbul, anlatılanlara göre gerçekten farklıymış. Daha havadar, daha yeşil, yoksulluk olsa bile insanlar daha mutluymuş. Şehir içinde bir yerden bir yere giderken; şimdiki gibi eziyet olgusu hissedilmezmiş. Bahar ve yazları, insanlar çok güzel eğlenebilirmiş. Günümüze baktığımızda ise, bunların hepsinin kaybolduğunu görüyoruz. Önümüz, arkamız, her bir yanımız apartmanlar ve gökdelenler... Sürekli bir metal yığını ve bizi olumsuz etkileyen gazlarla karşı karşıyayız. Eski İstanbul'u özleyenler ve okurken bir nebze olsun nefes almak isteyenler için Ahmet Rasim'den "Şehir Mektupları"nı öneririm.
Adı üstünde, kitabımız, Ahmet Rasim'in yazdığı mektuplardan oluşuyor. 1900'lü yılların başına, Osmanlı'nın hüküm sürdüğü İstanbul'a odaklanıyoruz. Ahmet Rasim, o dönemin İstanbul'unu gözler önüne seriyor mektuplarında... Gözlemleri, anıları, keskin bir mizah huyu, şehir hakkındaki bilgileri, yemek listeleri vb. daha birçok anekdot, kitapta yer alıyor. Bazen gözlemlerini paylaşıyor, bazen anılarını, bazen de bir hikayeye başlıyor İstanbul hakkında... Maalesef çok sevemediğim bir kitap olduBana göre tek pozitif noktaları Ahmet Rasim'in kullandığı dil ve eski İstanbul'u görebilmek oldu