Alvin rehberlerini izlerken köy halkı artık içten bir merakla izliyordu; onu doğal kabul ediyor gibi görünmüyorlardı artık. Sağ taraftaki ağaçlardan birdenbire keskin, yüksek sesli çığlıklar geldi ve küçük, telaşlı bir grup yaratık ormandan fırlayıp Alvin'in çevresini sardılar. Hayretten donakaldı, gözlerine inanamıyordu. Karşısında duran şey kendi dünyasında öyle uzun zaman önce kaybolmuştu ki, adı mitoloji diyarında geçiyordu. Hayat bir zamanlar böyle başlamıştı; bu gürültücü, hayret verici yaratıklar insan çocuklarıydı.
Alvin onları inanamayarak, merakla ve kalbini saran, ama henüz tanımlayamadığı bir duyguyla izledi. Başka hiçbir görüntü bildiği dünyadan uzakta olduğunu bu kadar çarpıcı olarak hatırlatamazdı ona. Diaspar ölümsüzlüğün bedelini ödemişti, hem de fazlasıyla.