Çocuklar İçin Dünya Tarihi 2

Şehirler ve Efsaneler

Christer Öhman

Quotes

See All
"Zeus, Yunan Tanrılarının en büyüğüydü. Olimpos dağında yaşıyordu. O, göklerin ve yeryüzünün yöneticisiydi. Yağmurun ve karın yağmasına karar veriyor, isterse şimşekler çaktırıyordu. Kartal, onun kutsal kuşuydu. Bir gün Zeus korkunç bir başağrısına tutuldu. Ağrısı arttıkça arttı. Buna Tanrıların en büyüğü Zeus bile dayanamazdı. Bir de alnının tam ortasında kocaman bir şiş oluştu. Bu, çapkınlığıyla ünlü Zeus'u çirkinleştirdi ve aynalara bakamaz oldu. Zeus kibiri bıraktı ve demircilerin Tanrısı Hefaistos'a başvurdu. "Aman Hefaistos, eline düştüm. Ne olur şu başımdaki ağrıya, alnımdaki şişe bir çare bul" dedi. Hefaistos ağır çekiciyle Zeus'un alnındaki şişi yardı. Zeus'un alnından bir kadın çıktı. Bir elinde kalkan, diğerinde mızrak ve başın da kask olan bu kadına Pallas Athena adı verildi ve Savaş Tanrıçası ilan edildi. Pallas Athena, aynı zamanda Bilgelik Tanrıçası idi."
Kırmızı Kalem Yayınevi
Ölüler Ülkesi
"Olüler ülkesinin sınırında, suları kapkara akan Styks nehri vardı. Bu nehrin kayıkçısı Kharon, eski, yıpranmış bir kayıkla ölüleri diğer tarafa taşıyordu. Olüler bunun için ona para ödemek zorundaydı. İşte bu nedenle Yunanlılar, gömmeden önce ölülerin dilinin altına para koyardı. Styks nehrinin öteki tarafında Kerberos adında korkunç mu korkunç bir köpek vardı. Üç tane başı olan bu köpeğin kuyruğu zehirli bir yılandı. Olüler ülkesinin kapısında bekler, ölüleri içeri bırakır ancak kimsenin dışarı çıkmasına izin vermezdi."
Kırmızı Kalem Yayınevi
Reklam
"Yeraltındaki Ölüler Ülkesi, karanlık ve korkunçtu. Ölülerin ruhları geniş bir çayırda gölgeler gibi dolaşıyordu. Bu çayırın tam ortasında Yeraltı Tanrısı Hades'in sarayı vardı. Orada kraliçesi Persefone ile birlikte yaşıyordu. Persefone'nin yüzü ölüler gibi solgundu. Kolsuz, uzun, siyah bir elbise giyerdi. Yeryüzünde suç işleyenler Hades'in ülkesinde cezalandırılıyordu. Bunlardan biri de Tantalos'tu. Tantalos Lidya Kralı'ydı ve Tanrılar tarafından çok seviliyordu. Ama bir gün oğlunu öldürüp etinden Tanrılara yemek yaptı. Tanrılar buna çok kızdılar ve onu yeraltına attılar. Hades onu içi su dolu bir çukura koydu. Tantalos buradan çıkamıyordu. Çukurun kenarında harika meyveleri olan ağaçlar vardı. Tantalos ne zaman su içmek için eğilse sular alçalıyor, meyvelerden yemek için uzansa, dallar yetişemeyeceği kadar yükseliyordu. Herşey bu kadar yakındayken o sonsuza kadar açlığa ve susuzluğa mahkum edilmişti. Böyle korkunç bir cezaya çarptırılanlar dan biri de Sisyphos'du. O, Tanrılara ihanet etmiş, sırlarını açığa vurmuştu. Tanrılar ona, kocaman bir kayayı yeraltından yeryüzünün en yüksek tepesine kadar çıkarma cezası verdiler. Sisyphos çalışıp çabalıyor, kayayı tam tepeye çıkarmak üzereyken, kaya tekrar aşağıya yuvarlanıyordu. Her seferinde yeniden işe başla mak zorunda kalan Sisyphos, sonsuza kadar çalışmakla cezalandırılmıştı."
Kırmızı Kalem Yayınevi
Kral Oidipus
O güçlü bir kraldı. Ama bütün insanların en mutsuzu o! Demek ki hiç kimsenin yaşamı sona ermeden mutlu ya da mutsuz olduğu söylenemez.
"Uzun bir şiir olan
İlyada
İlyada
, Truva savaşını anlatır. Bu
Homeros
Homeros
tarafından yazılmış bir destandır. Homeros Truva'nın Anadolu'nun batı kıyısında olduğunu yazmıştı. Hiç kimse Agamemnon, Achilles, Odysseus ve destanda adı geçen kahramanların gerçekte yaşayıp yaşamadığını bilemiyor. Ama 1871'de bugünkü Çanakkale sahillerinde kazı yapan Alman arkeolog Heinrich Schliemann, destanda tarif edilen yerde şehir kalıntılarına rastladı. Elmas, altın ve gümüşten yapılan bir çok takı buldu. Aynı zamanda bu kazı yerinde büyük bir tapı nağın temeline rastlandı. Yanyana uzanan dokuz şehir kalın tısı bulundu. Belki de bunlardan biri Odysseus'un hilesiyle ele geçirilen Truva'dır. Peki ya koca bir savaşın bir kadın yüzün den çıktığı masalı... Hadi canım buna ancak büyükler inanır!"
Kırmızı Kalem Yayınevi
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.