Bu benim hayatımda okuduğum en güzel kitap olabilir. Olaylar örgüsü öyle canlı ve heyecanlı ki sanki bir film izliyormuş hissine kapılıyorum. Kitabı ingilizce olarak 2 defa okudum. Yetmedi, Şimdi de Türkçesini sipariş ettim. Bakalım çevirisi nasılmış.
Mariketa ve Bowen arasındaki elektrik %100000 ateşle barut gibiler. Fantastik ve paranormal romantizm tarzını sevenler kaçırmasın. Bundan iyisi yok. Bazı yorumlarda denmiş ki "Kitap, egolu ergen kızla, peşinden ayrilmayan sevisme meraklısı kurt adam" klişesi... Öncelikle, Mariketa ergen değil, hele egolu hiç değil. Dünyanın en güçlü cadısı ben olsaydım, egonun anasını ağlatırdım, buna emin olun:)
"Erkek karakter sadece başlangıçta bi alfalık gösterdi, sonra mart kedisine döndü " denmiş. Alfalıktan kastınız diğer yarışmacıları mezara hapsetmesi mi? Bu alfalik değil, zalimlikti. 180 yıldır tek başına acı içinde yaşayan Bowen'ın kalbinin nasıl katılaştığını gösterdi. Ama itiraf edeyim "Mart kedisi" benzetmesine koptum:))))
Kurtadamlar ömür boyu yalnız 1 defa "ruh eşi" bulabiliyor. Sadece ona aşık olup, ondan çocuk yapabiliyorlar. Bowen 180 yıl beklemiş hayatına kimseyi almadan. 180 yıllık bir abazaliktan bahsediyoruz burada:)) Mariketa'nın dibinden ayrılmamasi ve sürekli sevişmek istemesi bana pek anormal gelmedi bu açıdan.
Gelelim esas mevzuya, geçmişte sevdiği birini kaybeden ve onun yasını tutan Bowen'ı finalde şok edici bir gerçek bekliyor. Bu kitabı çok sevmemin diğer sebebi de finaldeki sürprizin gerçekten beklenmedik ve şaşırtıcı olmasıydı. 10/10