Bu kitapta yoksulluğun mu, çocuk olmanın mı, sevgisizliğin mi, çaresizliğin mi daha çok acıttığına karar veremiyorum. Sevmek bazen bir histen çok daha fazlası, boylu poslu elli kollu bir varlıkmış gibi sahici, bazen solgun bir kalp atımı kadar belirsiz. Zeze’nin duygularıyla o sokakta bahçede evde insanların arasında aradığı şey büyümek mi? Büyümeye direnmek mi? Bu kaçımcı okuyusum kim bilir?