80'li Yıllarda Gündelik Hayatımız

Seksenler

Oğuz Tektaş
8.2/10
10 Kişi
25
Okunma
8
Beğeni
1.826
Görüntülenme
Annelerimiz eşyalarını özenle korur, bozulduklarında ertesi gün yerine yenisinin gelmeyeceğini bilirlerdi. Hemen hepsinin elinde bir iğne iplik önlüklerin sökükleri okula gitmek üzereyken ayaküstü dikilirdi. Günlerinde kek, börek, "bir çay daha!", poğaça, "Ay! Komşu tatlıda mı yaptın!" derken başlarlardı şişmanlamaya. Evlerini yuva yapmaya çalışırken yorulurlar, ama asla yorgun olmazlardı. Sokağımızdaki teyzeler annelerimiz gibiydi. Susadığımızda evlerine girer su içerdik. Koşar, düşer, terleriz, burnumuz akar. Üzülür, ağlarız yine akardı. Kollarımıza silerdik burunlarımızı. Gömleğimizin, kazağımızın, gocuğumuzun, uzun kollu neyimiz varsa hepsinin uçları meşin gibi olurdu. Kelebekler konardı omuzlarımıza, uğurböcekleri en sevimli halleriyle kendilerine birinin mani söylemesini beklerlerdi. Her delikten bir kertenkele uzatır kafasını, başka bir deliğe saklanmadan önce ufak değneklerimizle kovalardık onları. Antenler yerlerini kapmadan önce leylekler yuvalarını çatılarımıza yapardı. Elimizde Japon Çekirdekleri sokaktan gelip geçenlere bakarken çitler, soranlara adres tarif ederdik. Hepimizin orada, uzakta köylerimiz vardı... Sadece sebze ya da tahıl ürünleri değil, yatılı misafirlerimiz de gelirdi köylerden. Bir gelen haftalarca gitmezdi. Evci askerlerin kıyafetlerinin kokusu sinerdi duvarlarımıza. Yedikleri dayaklardan yiyemedikleri yemeklerden bahseder, bir hafta sonra yine gelmek üzere giderlerdi. Böyle olduğu halde neden mektup yazarlar anlamazdım. Yoğurtçular, hurdacılar, kalaycılar, bileyiciler fuar alanı gibi kullanırlardı sokakları. Kendilerine has ezgileriyle bağırıp gezerlerdi. Bekçilerimiz vardı; kahverengi polislerimiz. Düdüklerini öttürür, bozacılarla beraber gecelerin sesi olurlardı. Şoförler: "Bundan iyisini ancak Allah yapar," derlerdi efsane otobüs 302 için. "Ne Anadol'u be! Babadol, Babadol," deyip dururdu dayım. "O zamanlar Kumburgaz bize çok uzak, fotoğraflarımız sepya, hayatımız siyah-beyazdı. Domatesler kesildiklerinde etrafa güzel kokular yayar, evlerimizin balkonunda ya da pencere önlerinde Vita marka yağ tenekelerinde biberler, fesleğenler, çilekler yaşardı. Balkondan uzansak erik, kayısı, kiraz veya vişne toplayabilirdik belki ama misafirliğe gittiğimizde elimiz muza kayardı." (Tanıtım Bülteninden)
Yazar:
Oğuz Tektaş
Oğuz Tektaş
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 58 dk.Sayfa Sayısı: 352Basım Tarihi: Mart 2012Yayınevi: Çatı Kitapları
ISBN: 9786054337705Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
352 syf.
9/10 puan verdi
Kitabımız adı üstünde seksen ve doksanlı yılların hafızalarımızda eskimeye yüz tutmuş olaylarını canlandırmaya yarayan sade anlatımlı kolay okunan bir kitap. İkinci kitabının daha güzel olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim. Ediyle Büdüyü, Susam Sokağını hala çok özlüyorum. Güzel bir şarkısı da vardı. Gün güneşli, insanlar neşeli Sen de gel oyna susam sokağında Dostluk ve sevgi sarıyor her yeri Gel katıl bize, verelim elele Sev dünyayı, açılır her kapı İşte susam sokağııı yadi.sk/i/AlOexY1p3PdZxk
Seksenler
SeksenlerOğuz Tektaş · Çatı Kitapları · 201225 okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
80'ler ve 90'lar... 75 doğumlu biri olarak çocukluk yıllarım...Kitabı beğenme nedenimde bu..Zaten hatırladıklarım ve aaa bak bunu unutmuştum ben dediğim ne varsa kitapda vardı .Pardon New kids on the block hariç... Nasıl unutulup da bu kitaba girmemiş hayret ettim. Zamanının en moda grubuydu...Onlara hayranlığım sene kaybetmeme neden olmuştu..;) Bu arada kitapta "Akordioncu amca " diye bahsedilen ama yazarın ismini bilemediği kişinin adı "Celal Şahin" dir. Bu da yazara benden hediye olsun.
Seksenler
SeksenlerOğuz Tektaş · Çatı Kitapları · 201225 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.