Ulus-Devlet Modern Benlik ve Hesapçı Akıl

Seküler Çeviriler

Talal Asad

Seküler Çeviriler Quotes

You can find Seküler Çeviriler quotes, Seküler Çeviriler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Belki de en önemli duyarlılık, insanın "hakikat"e doğrudan erişim imkanı olduğu inancıdır.
Sekülarizm Hıristiyanlık Bağlantısı
Sekülarizmin özü nedir? İnsanların temelde ya da ahlaken eşit oldukları inancı, herkesin dilediğini yapmakta özgür olduğu bir alanın bir vicdan ve özgür eylem alaninin, bulunduğunu ima eder. Bu inanç, klasik liberalizmin temel değerinde özetlenir: “Eşit özgürlüğe” bağlılık. Bu umursamazlık mıdır, inançsızlık mıdır? İkisi de değil. İnsan olmanın, akli ve ahlaklı bir aracı olmak, kendi eylemlerinin sorumluluğuyla özgür bir seçici birey olmak anlamina geldiği şeklindeki sağlam inanca dayanır. Kuralların "körü körüne" takip edilmesinden ziyade, vicdana büyük önem verir. Hakları, başkalarına karşı görevlerimizden ayrı düşünmez. Bu aynı zamanda Hıristiyanlığın temel eşitlikçi ahlaki içgörüsüdür. Aziz Pavlus’un “Hıristiyan özgürlüğü” ile Yahudi yasalarına uyulması arasında kurduğu karşıtlıkta kendini gösterir.?
Reklam
Kur'an'ın Çevrilemezliği
Kuran'ın çevrilemezliği, bir vahiy olarak görülmesi gerektiğinin işaretidir ve vahiy, Eliot'ın dikkat çektiği gibi, şiirsel ilhama benzer. Çevirmesi imkânsız olmasa da zordur. Ona kendi terimleriyle yaklaşmak gerekir ve bunların ne olduğunu belirlemek her zaman kolay değildir. Kuran Tanrı kelamı olarak alındığı ölçüde, müminlerin ona duyduğu hürmet ve minnettarlık ona yaklaşımda önvarsayılır ve bu tutum hem maddi kitaba dokunurken uyulan temiz lik kurallarında hem de kelamin yazılı ya da sözlü aktarımda değiştirilmemesine dikkat edilmesinde ifade bulur. Fakat bu, sözgelimi Müslüman bir Türkün Kuran'ın Türkçe çevirisini okurken huşu ve hürmet duygularıyla dolmasının imkânsız olduğu anlamına gelmez; ben özellikle de ibadet bağlamda Kuran'ın özgün dilinden okunmasının tikel (fiziksel-duygusal-bilişsel) bir tutum olarak görüldüğünü ve çevrilemezliğinin bu anlama içkin özel bir mahiyeti olduğunu savunuyorum. Kutsal olan Arap dili değil; aşkın, yaratıcı olduğuna inanılan bir gücün huzurunda ilahi erdemlerin dile getirilmesidir. Bu demektir ki, çevrilemez olan şey (Kuran metni değil) ibadet edimidir ve bunun tam anlamı sözlüklerde (yedinci yüzyıl Arapçasının modern Arapçadaki izahını sunan bir sözlükte bile) yazmaz, aksine bu anlam belirli bir terbiyeyi (cultivation) gerektirir. Günlük yaşamda (Müslümanların ya da Hıristiyanların) kullandığı Arapça herhangi bir anlamda "kutsal” olarak görülmez.
Elbette insanlar zulmetmeyi ve bencillik yapmayı bildikleri kadar şefkatli davranmayı da bilir. Bizi tehdit eden dehşet, özünde, "insan doğası" ile ilgili değil, kolektif yaşam biçimimizde var olan müphemlikler ve tıkanıklıklarla ilgili bir meseledir.
Sanneh, Hıristiyan mesajını Hıristiyan olmayan bir kültüre çevirmek üzere yerlilerin kıstaslarından yararlanırken misyonerlerin, esas mesajın anlaşılıp özgürce seçilmesi için özgün aracı başka bir araç için haklı olarak terk ettiğini söyler. Mesaj bütünden koparılabilir olduğundan, herhangi bir araçta ve araçla aktarılabilir ve bu sayede alımlandığı yerlilerin dillerinde ve kültürlerinde serpilip gelişmesi mümkün hale gelir. Sanneh'e göre, bu tutum, İslamın ayırıcı özelliği olarak gördüğü şeyle çelişir: “Hıristiyanlar için misyon öncelikle çeviri demekken, Müslümanlar için misyon her zaman ritüel yükümlülüklerinde kutsal kitaplarının çevrilemezliği olmuştur.”
Eğer küfür Tanrı'ya ihanet olarak görülürse, Tanrı madum olduğu durumda hükümdara ihanet ne kadar farklıdır ki?
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.