Dinden Uzaklaşmanın Hikayesi

Sekülerleşme

Volkan Ertit

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Tüm dünyada heyecan uyandıran ABD'deki bu özgürlük mücadelesi kentli Siyahların babaları kendi anneleri gibi belli bir kırsal bölgeye hapsolmamaları nedeniyle gerçekleşmişti. ABD'nin Siyahları ikinci sınif vatandaş olarak gördüğü, onları otobüslerde Beyazlarla aynı yere oturtmadığı, Beyazlarla aynı tuvaleti kullandırtmadığı, Siyahların eğitim olanaklarını kısıtladığı yerleşik ve tutucu düzeni, ailelerine kıyasla daha mobil hâlde olan kentli siyahilerin mücadelesiyle yıkıldı. Amerika'daki irkçı düzene başkaldıran gençlerin ortak özelliklerinin kendi büyükbabalarına kıyasla daha mobil olmaları tesadüf değildi.
Sayfa 181Kitabı okudu
Söz konusu Avrupa Avrupa kökenli toplumlar ise, birbirinden bağımsız olmayan, farklı zamanlarda ortaya çıkmış olsalar da birbirlerinin ortaya çıkmasında tetikleyici olan yedi dinamik üzerinde durulması yanlış olmayacaktır: Rönesans (15. Yüzyıl), Protestan Reformu (16. Yüzyıl), mutlak monarşilerin ortaya çıkışı (16. ve 17. Yüzyıllar), Bilimsel Devrim (17. Yüzyıl), Aydınlanma Çağı (18. Yüzyıl), endüstriyel kapitalizm (18. Yüzyıl'ın ortasından 19. Yüzyıl ortasına kadar) be kentleşme (19. Yüzyıl). Bu tarihsel gelişmelerin Avrupa'da ve diğer ülkelerde neden olduğu değişime modernleşme denmektedir.
Reklam
Mobilizasyonun sebep olduğu toplumsal değişimlerden üç tanesi sekülerleşme sürecinin de hızlandırıcısı konumundadırlar: Farklı yaşam şekillerine karşı hoşgörü geliştirmek, güç odaklarının ya da bilgi kaynaklarının çoklaşarak ağırlıklarını kaybetmesi ve kutsal mekanlara olan uzaklığın artması.
Sayfa 176Kitabı okudu
Kapitalizmle ortaya çıkan bu yeni yapı herkesi iş gücü haline getirirken bu değişim iki şekilde sekülerleşmenin hızlanmasına sebep olur. Birincisi, kapitalistlerin kâr etmek istemeleri nedeniyle din inancı kişilerin iş bulmalarında devletçi ekonomilere kıyasla daha az önemli hale gelir. Aynı iş yerinde ve semtlerde farklı inanç grupları bir arada çalışmaya ve yaşamaya başlarlar. İkincisi ise kadınlar da işgücü haline geldiğinden dini motiflere sahip eski geleneksel aile yapısı çözülmek zorunda kalır.
Sayfa 146Kitabı okudu
Sekülerleşme paradigması toplumların sekülerleştikçe daha ileri bir düzeye kavuştuklarını iddia etmez. Dinin toplumsal gücünün ve prestijinin azaldığı toplumların de facto olarak dindar toplumlardan daha ileride olduğunu iddia etmek, daha seküler toplumların daha mutlu, daha huzurlu ya da daha yaşanılabilir toplumlar olduğunu savunmak sekülerleşme paradigmasının alanına girmemektedir. Aksine, sekülerleşme paradigmasının en ünlü savunucularından olan Wilson (2000) sekülerleşmenin daha ilerici olmadığını, hatta huzursuzluğa neden olabileceğini ifade ederek şunları söylemektedir:
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.