Gazneli Mahmûd, "Eğer bir vakit bizim asker ihtiyacımız olursa ne kadar yardım edebilir, kaç asker gönderebilirsin?" diye sordu. İsrâ'il (Arslan Yabgu), silâhdârından yay aldı ve şarabın etkisi ve gençlik gururuyla "Eğer bu yayı kendi kavmime gönderirsem, hemen otuz bin kişi atlanıp yola çıkar" diye cevap verdi. Sultân tekrar sordu: "Eğer daha fazlasına ihtiyaç olursa?" İsrâ'il, Mahmûd'un önüne bir ok attı ve "Eğer bu oku, nişân ve alâmet olarak akrabalarıma, aşiretime gönderirsem, on bin adam daha gelir" dedi. Sultân, aynı şekilde soruyordu; ta ki bir yay ve üç okla yüz bin atlı oldu.
Tarih sayesinde bir hükümdar başka hükümdarların iyi şöhret almalarına ve öteki dünyada sevap ile Tanrı'nın mağfiretini kazanmalarına sebep olan hareketleri seçebilir.
İlhanlılar tarihi baştan başa Yahudî dönmelerinin yalan ve hileleriyle doludur. Olcaytu ve Ebû Saîd dönemlerini kanlı bir şekilde gösteren feci öldürme ve idamlarda Necîbü'd-devle ve ona benzer dönmelerin parmakları çok önemli roller oynamıştır. Zekâ ve hilekârlıkta çok ileri giden Reşîdü'd-dîn bile, rakiplerinin ortadan kaldırılması için daima bu gibi dönmelerin yardımına gerek duymuş, yüklü paralar karşılığında bu vicdansızları iftiralar, suikastlar düzenlemekte kullanmıştır. Hatta ileride görüleceği gibi Reşîdü'd-dîn'in entrikalı işlerde sürekli olarak Yahudîleri kullanması, daha sonra kendisinin de aslen Yahudî dönmelerinden olduğu sanısını doğurmuştur.