İlk Türk devleti Hunlar'dan başlamak üzere Türkler'de kadının yeri, diğer toplumlara göre farklılık göstermektedir. Ziya Gökalp bu durumu şöyle değerlendirir: "Eski kavimler arasında hiçbir kavim, Türkler kadar kadın cinsiyetine hak vermemiş ve saygı göstermemiştir."
Ailenin kutsal sayılması, Türk toplumunda onu meydana getiren fertlerin de yüce oduğu fikrini beraberinde getirmiştir. Türk toplumunda kadınlar, erkekler gibi her türlü faaliyete katılır; avda, savaşta, dini, siyasi ve iktisadi alanda söz sahibi olurdu.
Hunlar hakkındaki ilk bilgilerin yer aldığı Çin kaynaklarından Şici'ye göre, Tuman'ın Ulu Hatun'dan doğan oğlu Mete'nin idi. Bu yüzden Mete tahta çıkmaya hak kazanmıştır. Mete'nin akınları ile zor durumda kalan Çin İmparatorunun Mete'nin hatunundan yardım istemesi, bu dönemde kadının, siyasi açıdan hükümdar üzerinde ne kadar etkili olduğunu ortaya koyan örneklerden biridir.
Türk aile yapısı, ataerkil bir yapıya sahiptir ve aile içinde tüm fertlerin eşit hakkı vardır. Çok eşlilik söz konusu olmasına rağmen, kuma ve kunçay adı verilen kadınların yanında hatun, ilk kadın olarak kabul edilirdi ve ancak hatun'un çocukları veliaht olabilirlerdi...