Cengiz Aytmatov yaptı yine yapacağını ve okuduğum en iyi kitaplar listesine bir kitabını daha soktu...
Selvi boylum al yazmalım o kadar güzel, o kadar gerçekti ki... Karakterler idealize edilmiş iyi-kötü, güzel-çirkin, güçlü-güçsüz değillerdi. Hepsi günahıyla sevabıyla gerçek birer insandı. Ve bu kurgu eserlerde az rastladığımız bir şeydir, çok kıymetlidir aynı zamanda. İlyas başroldür ama en büyük hataları da o yapar. Ve biz okur olarak böyle hatalı bir adamın insani yönlerini de gördüğümüz için salt bir nefret duymayız ona. Kadiça karakteri 2. Kadındır ama şeytan değildir, hatta ona üzülürüz ve sempati duyarız. Cengiz Aytmatov'un büyüklüğü de aslında bir yandan buradan geliyor. Diğer romanlarında olduğu gibi karakterleri yargılamıyor ya da değiştirmiyor.
Konu bakımından her ne kadar klişe gibi başlasa da devamında çok özgün ilerliyor ve vurucu bir sonla bitiyor. Kitap, insanın içindeki kötü dürtüleri, sevginin ne olduğunu, pişmanlıkları, insan yaşamının kokuşmuşluğunu gözler önüne seriyor. Tam olması gerektiği gibi olan bir roman. Bitince insanın boğazında bir düğüm bırakıp bitiyor.
Normalde okuduğum romanların filmlerini izlemem ama bu romandan çok etkilendiğim için izledim. Cidden güzel bir uyarlama olmuş ancak kitaba sadık kalınmayan yerler var, bahsedilmeyen önemli detaylar var. Kesinlikle herkes kitabı okumalı, filmiyle kalmamalı.