You can find Şems-i Tebrizi'nin Öğretileri quotes, Şems-i Tebrizi'nin Öğretileri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Birisi sordu”O na nasıl ulaşabilirim”dedi ki “Bedeni geride bırak gel.” İnsan ve ALLAH arasında perde olan bedendir.Beden ise boğaz,mal ve gösterişten oluşur.
“ALLAH insanın sinesinde iki kalp yaratmamıştır”dan kastı,insanda iki değişik karekter yaratmamış olması veya hem bu dünyayı hem ALLAH’ı bir arada seven insan yaratmamış olmasındandır.Yani iki yüzlülük ALLAH ın sevmediği bir niteliktir.
41- Allah'ın gerçek kullarının dünyada fazlı gözleri yoktur: İlahi bilgisine talip olanlar ve böyle bir talep peşinden koşanlar ve heveslerden kurtulup ruhun kokusunu arzu edenler arasında
bazıları samimi bazıları ise sadece davacıdırlar. Bakalırn, eğer onların dünyalık işlerine fazla meyilleri varsa o zaman onlar yalancı
ve yalnızca dava peşinde olanlardır. Gerçi bu sözlerim biraz sert
olabilir ama benim onlarda katmak istediğim sertlikten yinede yumuşaktırlar. Şimdi düşünün, siz ve biz vanz, bu da zaten kryametin
belirtisidir zira bir derviş ve Allah kulu için bu an ve kıyamet ikisi
de aynı şeylerdir.
Bir gün Beyazıt Takava minberde şunu söylüyordu, "Sözümü
anlayan bir cemaat istiyorum, yoksa bu tahta minber gibi olanları
değil". o sırada bir kadın ayağa kalkıp peçesini açtı.
Beyazıt, "Otur, kadın' dedi. Kadın dedi,
Kadın; "Ey şeyh! Ey davacı! Sende o (manevi) hal yok. Sözlerin doğru ama sen bunlara layık değilsin, çünkü onları sana ait değil ve aslında senin işin de değil. Kıyametin gerçek anlamı korku ve dehşettir. Kadın ve erkekler arasında bir fark olmamalıdır, hepsi biri birine karışmış olmalı". Beyazıt sustu kaldı
(Mak.M. 701-702; Chittick 240 az farklı).
Not: Yukarıdaki konuşmada Beyazıt Takava'nın kim olduğu hakkında bilgi yoktur.
Şems henüz çocuk iken bazı olağanüstü hallere sahipti; öyle ki babası bile onu anlayamazdı. Şems bu durumu Makalat'ında şöyle anlatı: "Bu duacı küçüklükten beri acayip olaylarla karşılaşıyordu. Kimse bu halimi bilemezdi. Babam bile bu durumumu bilmezdi. Bana bir gün 'Sen yoksa deli misin? Hangi yoldasın bilmem? Nefsi terbiye edecek riyazetin falan yok' dedi ve sitemlerde bulunurdu. Bende kendisine şunu söyledim 'Senin ile olan ilişkim bir ördek yumurtasının tavuk altına koyup kuluçkaya yatmaya benzer. Kuluçka devresi bitince civciv çıkar ve büyüyünce ırmağın kenarına gider gitmez suya atlar fakat annesi tavuk olduğu için bunu yapamaz, ırmağın kenarında kala kalır. Şimdi babacığım ben deniz ile haşır neşir oldum. Bu su benim vatanım ve halimdir. Eğer sen de benim gibi isen o zaman gel gir bu suya, yoksa git tavukların yanına'. Babam dedi ki 'Eğer senin dostlarına davranışın bu ise düşmanlarına neler yapmazsın!'
(Mak.M.77l Kon.42).