Eğer 160 sayfalık bir kitap okuyor da kitabın her sayfasında aşk acısını yaşayıp kitabı bitirdiğinizde hayata dair umutlarınız hayalleriniz ve sevinçleriniz değişmiyorsa. Hayatta yaşayacak nice güzel günleriniz var demektir. Tüm sayfalarında aşk acısını anlatmış bir kitap hayatından nefret etmek isteyenlerin aşkın ne kadar lanet birşey olduğuna gönül vermek isteyenlerin hiç kaçırmayacağı bir kitap olduğunu söyleyebilirim kitabı okudukdan sonra aşık olanların her sabah acıyla kalkıp acıyla yattıklarını düşünebililirsiniz. Her basamakta aşk acısını anlatması ayrı bir ironi haline gelmiş.
Kitabın tam aksine söylemekten keyif alacağımı bilerek ne olursa olsun aşk içinde acı da barındıran Ayrılık da olsa hasret özlemde olsa yaşanılması en güzel duygulardan biridir.
Kitabın tersine yine bir hikayeyle bitirelim
Sevdiği kıza kavuşamadığı için çekip gitmek isteyen gence, bilge sorar:
- Mecnun Leyla’sından vazgeçti mi?
Hayır.
- Kerem ateşten kaçtı mı?
Hayır.
- Ferhat dağları delmekten korktu mu?
Hayır.
- Ya Kocadağlı Ahmet?
Bir süre susup düşündükten sonra genç;
O'nu hiç duymadım ki efendim, deyince Bilge:
- "Tabi duymazsın, o vazgeçti.."