Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

20. Yüzyıl Aşık Portreleri

Senden Gayrı Aşık mı Yoktur

Ulaş Özdemir

En Eski Senden Gayrı Aşık mı Yoktur Gönderileri

En Eski Senden Gayrı Aşık mı Yoktur kitaplarını, en eski Senden Gayrı Aşık mı Yoktur sözleri ve alıntılarını, en eski Senden Gayrı Aşık mı Yoktur yazarlarını, en eski Senden Gayrı Aşık mı Yoktur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mahsuni Şerif :)
-Cem Karaca'nın yorumladığı "Oy Babo" türküsünün bir dizesinde, "Muhtar anamı kaçırdı," diyordunuz. Onun bir hikayesi var mı? -Babam rahmetli anamı kaçırdığında muhtarmış.
Edip Akbayram anlatıyor:
İzmir Fuarı'ndaki son günümüzde dediler ki, "Aman bugün son gününüz. Ağzınızdan çıkacak kelimelere dikkat edin. Sizi şubeye alacaklar." Tabii bu duyumları Mahzuni babaya söyledim. Baba sahneye çıkınca Allah ne verdiyse konuşuyor. "Tamam dost, dikkat ederim," dedi. Sahneye çıktı, "Dumanlı dumanlı oy bizim ellerin ilk dörtlüğünü söyledikten sonra, 'gidecek bu baştaki itoğlu itleri,'" diye bağırdı. Ortalık karıştı tabii. Gözümü bir açtım ki Bornova dolaylarında bir arabayla üniversiteli gençler bizi götürüyorlar.
Reklam
Neşet Ertaş:
Bir sözün içinde sevgi olursa küfür de etse, insana dokunmaz.
Sayfa 107Kitabı okudu
Şimdi arkada bas gitar çalınıyor
Yılmaz İpekçi, kanun sanatçısı Ahmet Yatman'ın yaptığı taksimleri sazıyla yapardı. Aslında sazda yapılmaması gereken bir şeydir. Radyo üslubumuz vardır bizim. Öyle Unkapanı'ndaki plakçılar gibi değil. Radyonun bir disiplini, bir gerçeği vardır. Çünkü biz orada kültür yayınlıyoruz. Gereksiz melodilere, gereksiz varyasyonlara gerek yoktur. Halk müziğini yıllarca otantiğini bozmadan buraya getirdik. (Ali Ekber Çiçek)
Sayfa 156Kitabı okudu
Daha senden gayrı âşık mı yoktur Nedir bu telaşın vay deli gönül Hele düşün devr-i Adem'den beri Neler gelmiş geçmiş say deli gönül - Âşık Ruhsati (19. yy)
Aşık olmak dile kolay Bahaneyim bahaneyim Dertli Divani
Reklam
Üç yüz onda gelmiş idim cihana Dünyaya bakmadan ben kana kana Kader böyle imiş çiçek bahane Levhi kalem kara yazmış yazara "Üç yüz on," hicri 1310, yani 1884. "Dünyaya gelişim de herkes gibi değil. Rahmetli anam koyun sağmadan gelirken yol üzerinde dünyaya getirmiş. Felaketli hayat bir defa orada başlamış..." Yıl 1901. Sivas'ta çiçek hastalığı kol geziyor, Şarkışla'nın Sivrialan köyünü de pas geçmiyor, yedi yaşındaki Veysel'i ömür boyu sürecek karanlığa mahkum ediyor.
1952'de Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun senaryosunu yazdığı, Metin Erksan'ın yönettiği Karanlık Dünya - Aşık Veysel'in Hayatı adındaki otobiyografik filmde oynar. "Görenler sonradan gelip anlattılar. Gayet iyi filimmiş. Sinemalar adam almıyormuş. Emme ben sinemayı hayatım da hiç görmediğim için anlatılanları tam anlayamadım. Ne ise, görenler eyi bir şey olduğunu söylerler, meraklısı çoğ imiş..." Veysel Karanlık Dünya'yı seyredemez, ama sinema üzerine bir şiir yazar: "Felek çevi riyor filim / İşte büyük bir sinema."
Veysel tek kelimeyle büyük bir insandı. Kör olması da büyük bir şanstı. Her şeyi yürek gözüyle görüyordu. Yüceliği oradan geliyordu biraz da. Görmediği şeye laf yetiştiriyordu. Çiçekleri görmez çiçekleri anlatır, laleyi görmemiş laleye laf eder. Bir de dizelerin arasına olgular, hikâyeler yerleştirir. Veysel'den sonra öyle muhabbetler olmadı. Zaman zaman değişik ozanlar güzel vurgular yaptılar ama bir Aşık Veysel bir daha çıkmadı. (NEDİM OYTAM)
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.