Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seni Çok Özledim

Selim İleri

Seni Çok Özledim Sözleri ve Alıntıları

Seni Çok Özledim sözleri ve alıntılarını, Seni Çok Özledim kitap alıntılarını, Seni Çok Özledim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitap okumak, boş zamanlarımızı değerlendirmek midir? Bir üniversite öğrencisi bile böyle düşündüğüne göre, ülkemizde kitap okunmamasını ya da çok az okunmasını doğal karşılamamız gerekecek. Çünkü sorunu şu açıdan ele aldığımızda, boş zamanları değerlendirmek için hayli lüks ve sıkıcı bir uğraş olduğunu kabul edeceğiz kitap okumanın. Yün örmek, televizyonda birbirinden kötü dizileri seyretmek, müzik dinlemek, işte bunlar bile lüks. Karşı komşuyla dedikodu yapmak, telefonda çene çalmak, birbirimize çapkınlık hikâyelerimizi anlatmak, magazin basınını izlemek daha zevkli, hem de daha ucuz, daha renkli etkinlikler, daha da oyalayıcı. Şunu da vurgulayalım: bizde okunmayan kitap, doğrudan doğruya, edebiyat eseridir. Edebiyat dendi mi, kitlenin sözlüğünde, 'palavra' yazılıdır karşılık olarak: Bırak şu edebiyatı!... Edebiyat yapma bize!.. Tuhaftır, tarihinin hiçbir döneminde gerçek Türk edebiyatçısının palavraya gönül indirmemesine karşın, o, her dönemde, hiç de hak etmediği bu sövgüyle iç içe yaşayagelmiştir. Sorunu dünden bugüne devralmışız, ne acı ki yarına da çözümleyemeksizin sürüklemekteyiz.
Sayfa 189Kitabı okudu
Kısacası, doğanın öncesiz sonrasız ritmine boyun eğmeyen herkes yok olup gitmeye mâhkumdur... Ancak doğaya boyun eğenler, o doğanın dışına çıkmadan ya da o doğayı tek başlarına değiştirmeye kalkışmadan yaşamayı göze alanlar mutlu olabilirler Thomas Hardy'nin romanlarında.
Sayfa 107 - Thomas Hardy üzerine, (Pastoral Trajedi 'Yuvaya Dönüş' )Kitabı okudu
Reklam
Bizim ülkemizde böyledir: yetkin çalışmalar görmezden gelinir.
Edebiyatımızın da, tıpkı toplumsal süreçlerimiz gibi derin bir unutkanlığı, kayıtsızlığı, daha da acısı, birbirine habersiz kılışı daima yeniden başlamayı zorunlu kılıyor.
Peyker'in yaptığı, vücudunu sakınarak Nihat Bey'i gönlü ile aldatmak. O gün bu gün gündelik hayatta sayısız örneğini, çeşitlemesini görebileceğimiz bir ilişki...
Sayfa 15 - (Aşk-ı Memnu üzerine)Kitabı okudu
Reklam
İnsan hayatını göz kırpmadan sona erdiren, çoğu kez de hiç tanımadığı kişileri öldüren bir nesil nasıl yetişti bu ülkede? Siyasal çekişmelerin çok ötesinde ele alınmalıydı bu sorun. Bundan kaçınmaktayız hâlâ...
Okur kalabalığı, edebiyat ve sanatla sahiden ilgilenme ihtiyacı duyduğu an, Oğuz Atay'dan tat alabilecektir.
Edebiyat metinlerinin hayat kadar acı verici olduğuna pek az rastlanılır. Oğuz Atay gizli mizahına rağmen çoğu kez hayat kadar acı veren metinler yazdı.
Ayrılıklar, insanın canını hep yakacaktır.
Yeryüzünde mutluluk değil, tersine, mutsuzluktur insanları incelten, duyarlı kılan. Aşklar ve aşkla arkadaşlıklar, bizi belki öz varlığımızda yüceltir, ama bir yandan da onlar uğruna hayatımızı kurban edebiliriz... Dünya ne kadar değişirse değişsin; ayrılıklar, insanın canını hep yakacaktır...
Reklam
En zor anımda yanımda olduğun için, O tatlı sözlerinle bana umut verdiğin için, Yıkılan dünyama hayat getirdiğin için, SENİ SEVİYORUM Bunların hepsi bi yana seni sen olduğun için, Beni böyle delicesine sevdiğin için, Sensiz olamam ölürüm dediğin için, SENİ SEVİYORUM
Abdülhak Şinasi'nin yazıya geçirmiş olduğu dinmez sızılı aşkı okudukça, kendi hayatlarımızın, kendi yavan duygularımızın da belki başka bir rüyada, belki başka bir ihtiras yumağında solumaya koyulduklarını sanki hissediyoruz. Bir kente, bir deniz kıyısına ve imkansız bir aşkın kahramanı, şair bir kadına öncesiz sonrasız gönül veriş, bizde de tazelenişler, arınışlar uyandırıyor. Ölüm, burada, bir sanatçının yanılsaması,büyüsüyle yeniden dirie dönüşüyor ve sararmış kitap sayfaları arasında da kalsa, bir mevsimi, bir iklimi, bir gönlü hala söylüyor...
"(...)ben bir hiç fakat ruhum her şey olacak!"
Sayfa 100 - HandanKitabı okudu
Dünya ne kadar değişirse değişsin; ayrılıklar, insanın canını hep yakacaktır... İşte, aşağı yukarı bunların romanını yazmıştır Alain-Fournier. Fakat kuru bir söylevcilikle değil; insanı irkilten bir düşlem dünyasının yansıtılmasıyla.Bu düşlem dünyasının gerçeklikteki somut karşılıklarını düşündüğümüzdeyse, Adsız Ülke'nin amacına bir adım daha yaklaşmış oluruz. Roman, düşlemiyle nasıl bir hayat özlediğini yansıtır gerçekte. Belki şimdinin dünyası acılar ve yıkımlarla doludur; düşlem, o acıları aşk ve arkadaşlığa dönüştürecektir,dönüştürebilir...
Sayfa 103Kitabı okudu
Artık insan içinde yaşadığı ve mutlu olmasına olanak vermeyen somut dünyadan kaçıp imgesel bir dünyaya sığınmak yerine, onu değiştirip yaşanılır bir dünya yapmaya çalışmaktadır.
Sayfa 102Kitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.