Dil bir milletin mantigidir, dil bir milletin sarkisidir. Geçmisi, hali, gelecegidir. Dil bir milletin ta kendisidir. Milletin olmadigi yerde dil de yoktur. Insan canli bir varliksa, dil de canli bir varliktir. Insanlar nasil degisip gelisiyorlarsa, diller de öylece degisip gelisiyorlar. Bu bir tabiat kanunudur.
Her dil mantigi, kendi zevki, kendi temayülleri ile yasar. Dilin mantigi ve ruh hali bilinmedikçe dogru yolda olmaya imkan yoktur. Türkçe?yi iyi anlayabilmek için Türk milletinin tarihini, medeniyetini ve kültürünü bilmek, Türk milletini tanimak lazimdir.
Seng-i musallaya konulmasina ramak kalan Türk dilinin ve Türk kültürünün karsisinda saf saf durup el baglamadan önce kadrini bilmemiz yeni bir hayat iksiri olacaktir.
Milletleri millet yapan, bir bayragin altinda toplanip bir avaza mars söylemekten ziyade, tarih, medeniyet, dil, din, gelenek, görenek gibi en büyük sosyal baglardaki saglamlik ve bütünlüktür. Tarihin, gelecegin yolunu aydinlatan isiginda, ayni heyecan birliginde ve ayni düsünce beraberliginde olmak elbette parlak bir istikbali hazirlamak demektir.