Vatanım, Türkiyem...Sessiz bir savaşın gölgesi altında...
Günümüzde bilgi savaşları olarak da adlandırılan, siberoloji (bilginin hakimiyeti) devri en şaşalı dönemini yaşıyor. Bu güç, bir tek düğmeye dokunarak bir ülkeyi yok edebilecek kadar önemli.
Dış güçler tarafından asırlarca yıkılmak istenen, ama bir şekilde güç yetirilemeyen bu topraklar soluk soluğa savaşların yapıldığı sıcak çarpışmalardan artık çok uzak. Bin yıllık yaşlı bu çınar ağacı gerçekleri bildiği halde kıpırdayamamanın acısı içinde; yaşlı, üzgün, mahzun duruyor. Çünkü istenildiği gibi yönlendirilen bir halk ve kolayca etki altına alınmış bir medya ile ülkemiz vakit kaybetmeye devam ediyor. İşte duyarlı kiş ilikler, farkında olup cephe alanlar. Ve farkında olmayıp tarafsız kalanlar diye ikiye ayrılıyor. Tıpkı bir kedinin fare ile oynadığı gibi ülkemizle oynandığının görüldüğü halde sorumlu kişiler seyirci kalmayı tercih ediyor. Bir kaç duyarlı aydın kişiliklerin doğruyu söyleme çabaları, medya ve güç dengeleri tarafından puslu bir havada daha doğmadan hemencecik bastırılıyor. Buna hiç kimse dur diyemiyor, sesini çıkartamıyor.
Bilim ve Enformatik bilgilerin bir güç haline getirilerek yapılan bu siber savaşta, ayakta kalan kim olacak bakalım.
Doğruları adeta gözlerinin içine baka baka söyleyen bu kitap ülkemizle yapılan Sessiz Savaşı bir film şeridi gibi kare kare gözler önüne seriyor. Kimlerin ne yaptıklarını ve kimlerin ne yapmaya çalış madıklarını en açık bir şekilde ortaya koyuyor. Okunduğunda gerçek bir bilgi dünyası içinde tüm tarafları yakından tanıyacak olan okuyucu, kendi tarafını seçmede kesinlikle zorluk çekmeyecek.
