Bu ülkede mevsimler yok, tek bir mevsim içindeyiz, sıcak, tekdüze bir mevsim, uzun sıcak kuşağındayız dünyanın, bahar diye bir şey yok, baharın dönmesi diye bir şey yok.
.... iyi niyetli kadının, toplumun öldürdüğü annemizin çocukları olmamızın öyküsünün en derin noktasındayız. Annemize umutsuzluktan başka hiçbir şey bırakmamış olan toplumun tarafındayız. Öylesine güven dolu, öylesine sevecen olan annemize yapılanlar yüzünden yaşamdan nefret ediyoruz, birbirimizden nefret ediyoruz.
Kaldırımda, kalabalık, her yöne akıyor, ağır olsun, canlı olsun, yollar açıyor kendine, bırakılmış köpekler gibi uyuz, bir Çinli kalabalığı, bugünün refah dolu resimlerinde de hâlâ görüyorum bunu, hiçbir zaman sabırsızlığa kapılmadan, kalabalıklarda yalnız olarak, neredeyse mutluluktan, kederden, meraktan yoksun olarak yürüyorlar, gider gibi görünmeden, gitme amacı gütmeden, yalnızca şuraya değil de buraya yönelerek, yapayalnız ve kalabalık ortasında, hiçbir zaman kendi başlarına yalnız değil de kalabalık ortasında yalnız olarak yürüyorlar.