Genel olarak Atiye, Huvat ve çocuklarının üzerinden anlatılıyor hikaye. Nuğber, Seyit, Halit, Mahmut ve canım Dirmit. Karakterlerden en çok Dirmit'i sevdim. Kendine has değişik bir kız. Annesinden çok fazla çekiyor kitapta bu yüzden "yok artık" dediğim bir çok sane var Kitabı konu olarak ikiye ayırabiliriz: köy yaşantısı ve şehir yaşantısı olarak
Atiye ve ailesi batıl inançlarım, hurafelerin yer aldığı, yaşantının buna göre dizayn edildiği bir köyde yaşıyor. Öyle ki en normal olay bile cinlere bağlanıyor. Yazar, bu konuda oldukç başarılı bir anlatım yolu izlemiş. Atiye'nin Dirmit ile uğraşması ise ta hamileliğine kadar uzuyor. Atiye, Dirmit'e hamile iken üfürükçü bir hoca: "Bu çocuk eğer eksik doğmazsa, aileye bela getirecek." diyor. Bu sözler Dirmit'in tüm hayatını çiziyor. Atiye'nin Dirmit'e karşı cephe almasına yön açıyor. Köy yaşantısı, orada yaşayan insanlar buna inanıyorlar ve onların bu köyden ayrılmalannı istiyorlar.
Bunca baskıya ve zulme dayanamayan Huvat ailesini de alıp şehre göçüyor ve orada da şehre tutunma çabaları boyunca gösteriyor. Ancak Atiye yine Dirmit'in peşini bırakmıyor. Sorunlu olan diğer çocuklarına rağmen gözü hep sorun olarak Dirmiti görüyor. Böyle sorunlu bir ailede büyüyen Dirmitin doğal olarak bazı sorunlar oluyor. Dirmit kendi hayal dünyasında yaşayan olağanüstü bir kız.Köpeklerle konuşan, toprak yiyen, hayal gücü sınırsız bir kız ve edebiyata da meraklı. Ilginç bir öykü.