Halit Refiğ'e Mektuplar

Sevgili Halit

Kolektif

Öne Çıkan Sevgili Halit Gönderileri

Öne Çıkan Sevgili Halit kitaplarını, öne çıkan Sevgili Halit sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Sevgili Halit yazarlarını, öne çıkan Sevgili Halit yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oğuz Atay'ın mektubundan
"Ve bu ülke seni üzdü, yordu, gücendirdi. İşte onun için abicim, bu ülkede iş yok. Mektubunda dediğin gibi boş 'kelleler' var; ve gene dediğin gibi 'namuslu ve akıllı eser vermeye' gücü yetmeyenlerin dolapları var. Bir insan kendi işiyle namuslu ve samimi bir biçimde uğraşmazsa vaktini nasıl geçirir? Onun bunun kuyusunu kazmakla geçirir. Çünkü vakit, şöyle ya da böyle geçirilecektir ve bilirsin ki bütün gerçek kötülüklerin kaynağı can sıkıntısıdır. "
Sayfa 33 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Halit Refiğ
"Bugüne kadar şunu öğrendim ki, insan ancak inanç ile kuşkuyu ölçülü ve diyalektik bir biçimde birleştirebildiği sürece bir yere varmak imkanına sahip. Yoksa tek başına ve inanç ve de kuşku güvenilir rehber sayılmazlar."
Sayfa 39 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilirsin ki bütün gerçek kötülüklerin kaynağı can sıkıntısıdır.
Oğuz Atay'ın mektubundan.
"Olmuyor abicim, gerçekten tarafsızlık yok ; hatta tarafsızlığa yaklaşan bile yok. Sadece küçük ve - eskilerin deyimiyle - ' hasis menfaatler' var. Bu çoluk çocuk ordusu, savundukları 'eski değerler' imize de layık değil. Görünüşte birbirlerine karşı olanlar, aslında birbirinin aynı. Hepsi batsın diye bekliyorum, batmıyorlar da abicim. Çünkü gün uğursuzun. Biri batsa bile, bir benzeri çıkıyor abicim,arsız otlar gibi. "
Sayfa 47 - Everest YayınlarıKitabı okudu
210 syf.
9/10 puan verdi
Türk sinemasında önemli bir yere sahip olan Halit Refiğ 'e yazılmış, içinde dostluk, sanat, siyaset, samimiyet ve içtenlik olan mektuplar. 1976-77 yıllarının Türkiye için pek de iç açıcı olmayan o ışıksız döneminde yazılmış mektupların benim için önemli olmasının sebebi, Halit Refiğ'in yakın dostum dediği Oğuz Atay' ın da hayatına dair samimi itiraflarda bulunduğu mektuplarının bulunması. Romanları okunmayan, yayımlanmayan Oğuz Atay, yine filmleri yasaklanan, eleştirilen, beğenilmeyen Halit Refiğ ile bir nevi kader arkadaşlığı yapmış bu mektuplarla. Öyle ki bir dönem ülkelerini terk etmek zorunda kalan bu iki aydın mektuplarda buluşmuş; Oğuz Atay'ın o esprili ve samimi dili, hastalığından bahsederken kullandığı o ihtiyatlı ve mağrur dil, beni ruhumdan yakaladı, içime işledi. Görmezden gelinmenin, susturulmanın, son umut kırıntısına tutunmaya bile izin verilmeyişinin acı tezahürü var bu satırlarda. Sadece Oğuz Atay değil tabiki, dönemin opera, tiyatro ve sinema sanatçılarının karşılaştığı olumsuz durumlar, Türkiye'de ki karışık gündemin sanata olan etkisi var. Özellikle Yıldız Kenter 'in Şehir Tiyatroları ile ilgili yazdıkları, günümüz tartışmalarına da benzer nitelikte aslında. Çok severek okudum.
Sevgili Halit
Sevgili HalitKolektif · Everest Yayınları · 201112 okunma
Zaten benim için tek heyecan, tek "duygu" kaynağı da yazdıklarım, yazmak istediklerimdir, geride başka bir şey yoktur.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
İnsanların çok konuşup az şey yapmalarından usandım.
... Yıldız Kenter 'in mektubundan...
"Şehir Tiyatroları'nda ben solcuyum, ben daha solcuyum, ben enn!.. Yarışı var.. Çetin Altan' ın Islıkçı diye bir oyunu prova ediliyormuş, Enn.. olmak için çırpınan rejisör, Çetin'i çağırmış, yahu, şu genç kızla, genç oğlanın parktaki sahnelerinde, oğlan kıza, çok mutluyum diyor, bu çok burjuva bir kelime, şunu değiştirip, umutluyum yapamaz mıyız acaba demiş.. Çetin çok güzel bir yazı yazmış, tepesi atmış olmalı.. Enn.. ler, Aaa demişler, Çetin de sağcı çıktı!.. Kırk altı milyon bütçeli Şehir Tiyatroları kimlerin elinde!..
Sayfa 126 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Halit Refiğ'in eşi Gülper Refiğ ile yapılan bir röportajdan.
-"Birşey yapmak isteyen herkese düşmanlar" diyor Oğuz Atay. Bu dönemin ruhunu veren bir söz müdür bu? Halit Refiğ de böyle hisseder miydi? Onda haksızlığa uğrama duygusu olur muydu? " -" Bu sözde bir gerçek payı var, ama bence sadece Türkiye'nin o dönemi için değil, tüm insanlık tarihinin ruhunu veren bir ifade. Sokrates'ten Cicero'ya, Dante 'den, F. Nietzsche' ye kadar geçen yüzlerce asırda, en hafifi sürülmek veya hapse atılmak olmak üzere, cezalandırılmayan büyük düşünür, sanatçı yok denecek kadar azdır. Mozart, Beethoven, Schubert son senelerinde açlığa mahkum edilmiş; Kemal Tahir ve ve eşim, gericilik, Osmanlıcılıkla suçlanmış, dışlanmış, Oğuz Atay ise eserlerini bastıracak Yayınevi bulamamıştır. Bu gerçek, yani vasat ve sıradan insanın, sıradışı üstün insana karşı kolektif kin ve düşmanlığı hep var olmuş ve olacaktır. "
Öylece yıllar geçiyor, ayrılıkların can yaktığı yıllar.
Sayfa 196 - Everest YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.