"Daha net konuşmam gerekirse, benim hayat arkadaşımsın." Üzerine doğru eğilerek alnının tepesindeki saçlara burnunu sürttü. "Benim ödülüm... Benim eğlencem ve acım... Benim sonsuz arzumsun. Senin gibi biriyle hiç karşılaşmadım, Evie."
Sebastian, “Evlendiğimizde, size annenizin ailesinin hayal bile edemeyeceği kadar kötülüğüm dokunabilir.”
Evie, “Kötülüğün benim seçtiğim birinden gelmesini tercih ederim.”
Gözlerinde tuhaf, derin bir ışıltı vardı. Şevkat ya da üzüntüyü andıran bir şeydi... Nadir bulunan ve sonsuz. Ne olduğunu bilmiyordu. Daha önce kimse ona bu şekilde bakmamıştı.