Sevginin Yolu
Nigel WattsSevginin Yolu Gönderileri
Sevginin Yolu kitaplarını, Sevginin Yolu sözleri ve alıntılarını, Sevginin Yolu yazarlarını, Sevginin Yolu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hangi benzetme gerçeğe bu kadar yakın olabilirdi?
Şems et, Mevlana süttü. Şems güneş, Mevlana onun ışığını yansıtan aydı. Şems diken, Mevlana ise güldü. Şehir halkı Ustalarının sütünü içebilir, ışığında güneşlenebilir, rayihasını duyabilirdi; ama onu avuçlarının arasına almaya kalktıkları anda yaşlı adamın kıskançlığı bir diken gibi ellerine batıyordu ve Şems, kancasını asla geri çekmiyordu..
göz yaşlarıyla arınmıştı ama bu selle birlikte ruhu da akıntıya kapılıp gitmişti..
büyük bir dost sana ayna olmaya gelecek, yansımana hayret edeceksin ve aşkın karşısında tüm dünya huşuyla duracak..
Allah’ın ateşinde yandıkça parlayan maden cevheriyim
eridikçe özgürleşiyor demirim
eriyor, eriyor, eriyor
cüruf bile kalmadı
ben artık hiçim..
“O ateşe girmeye mahkum ve öyle parıl parıl yanacak ki, bizim gibi karanlıkta yürüyenlerin yollarını aydınlatacak..”
Derviş, ne sarhoş ne de tamı tamına ayık, sonsuzluğun bir ucundan diğer ucuna doğru emekleyen bir karınca misali belli amaçlar doğrultusunda kararınca yaşar. Bir yandan özlemle eve dönmek isterken, bu dünya üzerinde sürgün olup, sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmeye razı olur..
“insan yaşadığı hayata uygun şekilde ölür” diye mırıldandı yaşlı adam.
“ve ölümüyle uyumlu bir şekilde uğurlanır. Ben huzurlu öleceğim..”
Sevginin Yolu bir romandır ve romana özgü serbest yaklaşımı rahatça kullandım: Mevlana’nın kişiliği ile ilgili olarak çizdiğim portre, büyük bir saygı ile kişisel yaklaşımlarım ve tahminlerim sonucunda oluşmuştur.
Bir insanın hayatı ile ilgili gerçekler genellikle gerçekte olup bitenleri gölgelemektedir. En önemlisi, kişinin yaşamının ışığıdır. Rumi ışıyan bir kordu ve ışığı, kendinden geriye bıraktığı sözlerden dışarıya yayılmaktadır..
Tebrizli Şems olarak adlandırılan gezgin derviş hayatına girdiğinde, Rumi binlerce insanın izlediği saygı duyulan bir imamdı. Rumi, ilk tanıştıkları andan itibaren bu kışkırtıcı, sıra dışı ve geleneklere aykırı davranan ruhun etkisi altına girdi ve evinin kapılarını kapayıp gönül eğitimi olarak adlandırdığı eğitimde çıraklığına başladı..
Ben rüzgarda ki bir saman çöpüyüm; rüzgara direnemem..
.