Bu beyin neden hiçbir şeyi geri çevirmezdi? Hiçbir acıyı, pişmanlığı, bakılamayacak kadar çirkin, iğrenç resimleri bile? Açgözlü bir çocuk gibi, her şeyi kapıyordu.
Yetişkin sözcüğü bir anne için hiçbir anlam taşımaz. Çocuk çocuktur. Boyları uzar, yaşları ilerler, ama büyümek, olgunlaşmak? Bu ne anlama geliyor. Yüreğimde hiçbir anlamı yok.
O benim zihnimin dostu. Beni topluyor, dostum. Parçalarımı topluyor, düzene sokuyor, sonra da bana geri veriyor. Biliyor musun, zihninle dost olan birini bulmak harika bir şey.
"Erkek ona bu evi bırakıp gitmesini söylemişti - bir ev, fırlatıp atabileceğin ya da birilerine verebileceğin bir bluz ya da bir dikiş sepetiymiş gibi. Üstelik ona: Bu evden başka hiçbir şeyi olmayan, toprak bir zeminden kurtulup buraya gelen birine; Tatlı Yuva'da çalışabilmek için Bayan Garner'ın mutfağına her gün bir demet tekesakalı götürmek zorunda olan, böylece mutfakta kendinden bir parça bulunduğunu hisseden, çünkü yaptığı işi sevmek, hissedebilmenin tek yolunu, yetişmekte olan, güzel bir şeyi koparıp yanında götürmekte bulan birine."