Aynı şekilde kendimize inancımız olur. Değişen şartlara rağmen, düşüncelerdeki ve duygulardaki bazı değişmelerden bağımsız olarak değişmeyen ve yaşamımız boyunca aynı kalan bir özün [benliğin], kişiliğimizde bir çekirdeğin varlığının farkında oluruz. "Ben" sözünün arkasındaki gerçeklik ve kimliğimize olan inancımızın dayandığı temel, işte bu çekirdektir. Kendi özümüzün devamına inancımız olmadığı sürece, kimlik duygumuz tehlikeye girer ve biz de başkalarına bağımlı oluruz; kendi kimlik duygumuz için onların onayı temel olur. Sadece kendine inancı olan kişi başkalarına inanç duyabilir, çünkü sadece böyle bir insan bugün neyse gelecekte de aynı insan olacağından ve bu nedenle gelecekte de şimdi beklediği gibi hissedeceğinden emin olur. Kendine inanç, vaat etme yeteneğimiz için gerekli bir şarttır ve Nietzsche'nin de dediği gibi insan vaat etme kapasitesiyle tanımlanabildiği için, inanç, insan varoluşunun koşullarından birisidir. Sevgi bağlamında önemli olan kişinin kendi sevgisine; bu sevginin başkalarında sevgi yaratma vetisine ve güvenilirliğine olan inançtır.
incelemem tamamen kitaptan anladıklarımı özümseyip damıtmamdan ibarettir
günümüz kapitalist toplumunda konforizm olgusu altında monoton ve içi boşaltılmış bir hale getirilen sevgi kavramı tarih boyunca farkli toplumsal birleşmeler (dua ritüelleri, çeşitli danslar ve etkinlikler) ile yaşatılmaya çalışılmışıtır. Çünkü özünde sevgi, yalnız olma durumundan uzaklaşma ihtiyacıdır ve insan bilinçsizce bu sevgiyi elde etmeye
okuyun, okutun, öğrenin, bilinçlenin, gelişin, geliştirin, değişin, değiştirin. hediye edin bu kitabı. pek çok kişiye ulaşsın. başucu kitaplarımın arasında yerini aldı. insanın bakıp da görmediği ne çok şey varmış, farkında olmak ne güzel şeymiş. lütfen ciddiye alın. sevmek, sahiden önemini hiç kavrayamadığımız bir sanattır.
Sadece kendine inancı olan kişi başkalarına inanç duyabilir, çünkü sadece böyle bir insan bugün neyse gelecekte de aynı insan olacağından ve bu nedenle gelecekte de şimdi beklediği gibi hissedeceğinden emin olur.
Sabrın ne anlama geldiği konusunda bir fikir sahibi olmak için yürümeyi öğrenen bir çocuğu izlemek yeterlidir. Çocuk düşer, tekrar düşer, yine düşer, ama denemeye devam eder, bu arada her an ilerleme kaydeder ve bir gün düşmeden yürür.