Yalnızlığın içinde dikkatle kendime baktım. Orada net bir biçimde kendimi gördüm ve gördüğüm "ben" yüzünden sizden tüm kalbimle nefret edip beddua etmekten başka bir seçeneğim yoktu.
Sen bu dünyada benimle oynadın. Evet, bu genç kalbimi hiç tereddüt etmeden yaralayıp parçaladın ve içimde aşk ateşini yakıp tam anlamıyla oyuncağın yaptın.
“Tutkuyla konuşuyor, gözyaşları içinde vaaz veriyordunuz. En mantıksız şeyler bile sizin ağzınızdan çıktığında kulağa mantıklı geliyordu. En boş ve asılsız sözler bile son derece akılcı geliyordu. Fakat nihayetinde tüm bunlar neydi? Sadece sizin etrafınızı saran saf ruhları yoldan çıkarıp mahvetmekten ibaret değil miydi?
Sizinle ilk tanıştığımda, saf ve masum bir çocuktum. Sizinle ayrıldığımız zaman, ne yazık ki, artık şeytanın çırağıydım.”