Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış

Mehmed Alagaş

Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış Sözleri ve Alıntıları

Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış sözleri ve alıntılarını, Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış kitap alıntılarını, Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burnumuzu Değil Başımızı Sokacağız...
Arı kovanına hiç çomak sokulur mu? “Arı kovanına çomak sokulmaz” sözünü çok önceleri duymamıza rağmen, bu sözün anlam genişliğini ve nelere şamil olduğunu pek bilmiyorduk. Bildiğimiz ve iman ettiğimiz gerçek ise, beşer kaynaklı hiçbir sözün, İlahi kelamı neshetmediği ve neshedemeyeceğidir. Dolayısıyle İlahi vahye göre bozmakla ve deşifre etmekle, yükümlü olduğumuz şeytani kovanlar varsa; şer odağı olan bu kovanların içini dışına çıkartmak ve ifşa etmek için, bu kovanlara elimizdeki çomağı değil, omuzlarımız üstündeki başlarımızı dahi sokma durumundayız. Şeytan ve dostları tarafından, bu böyle biline. Bu böyle biline ki, bizlere küçücük parmaklarını tehditvari sallayarak, “Bu işlere burnunuzu sokmayın!” demesinler. Çünkü bu işlere burnumuzu değil, severek ve sevinerek başımızı sokuyoruz..
Sayfa 8 - İnsan Dergisi Yayınları
“Hizbullah” Allah'ın Hizbi - Allah'ın Taraftarıları...
Artık söz konusu ülkelerde kanunların hüküm sürdüğü mabedlere giden, kanunların münasib gördüğü memurların arkasında namaz kılan, kanunlann sakıncalı görmediği vaazları ve dini hikayeleri dinleyen, “Tağuta güç ve selamet, müstekbirlere sıhhat ve uzun ömür vermesi.” için Allah'a dua eden ve kendilerini Kur'an-ı Kerime nisbeî etmelerine rağmen, sahiplendikleri Kitabın gereğini yerine getirmedikleri ve dolayısıyla dinlerini tahrif ettikleri için, Kur'ân-ı Kerim'in “Ehli Kitab” sıfatıyla muhatap aldığı kimselerin durumuna düşen geleneksel tiplerin aksine; kendilerine “Hizbullah” yani Allah'ın hizbi Allah'ın taraftarı denilen, tevhidi dünya görüşünden ve bu görüşün gereği olarak reddedilmesi gereken çağdaş putlardan bahseden, ilk müracat kitabı kabul ettikleri Kur'ân'ı Kerim'i anlamaya ve anlatmaya çalışan ve böylesine bir varoluşla gözlerimizi ve gönüllerimizi aydınlatan yepyeni kimlikler ortaya çıkmaktadır.
Sayfa 13 - İnsan Dergisi Yayınları
Reklam
Zillet Olan İhtilaf Nifak Tohumu...
Gündeme getirdikleri ve yandaşları vasıtasıyla tutucu bir uslubla savundukları görüşler, genel olarak İslami çerçevede zikredilen görüşler olmasına rağmen, bu görüşlerin İslami bütünlükten kopuk, tek boyutlu, zamansız, mekansız ve mükeliefsiz olarak gündeme getirilmesi, elbetteki rahmet olarak değil, zillet olarak değerlendirdiğimiz ihtilaflara neden olmaktadır. Ne gariptir ki, bu gibi gündem provokasyonlarına, samimiyetlerinden şüphe edilmeyen ve kendilerine alim denilen bazı zavallılar da alet olabilmektedir!.
Sayfa 25 - İnsan Dergisi Yayınları
Müstekbirler İçin...
Tevhidi yaygınlaşmanın hız kazandığı bölgelere, resmi veya gayriresmi bel'amların gönderilmesi ve hazırlanan senaryolar ile bu bel'amların, söz konusu bölgelerde meşhurlaştırılması da, ertelenmez bir vazifedir bu müstekbirler için.
Sayfa 25 - İnsan Dergisi Yayınları
Farklı Görüşler Empoze Etme Nifakı...
Şeytan ve dostları çok iyi bilmektedir ki, insanlar ortak sorunlar ve ortak görüşler istikametinde bir araya gelebilirler. Bu gerçeği çok iyi bilen dünya müstekbirleri, müslümanların gündemine müdahele ederek, bu müslümanlara farklı sorunlar ve farklı görüşler empoze etmektedirler.
Sayfa 25 - İnsan Dergisi Yayınları
Tahrif edilmesi mümkün olmayan Kur'ân-ı Kerim'in mucizevi varlığı ve Resulullah (sav)'den intikal eden sahih sünnetin yeterliliği, yeni bir peygamber gönderilmeksizin söz konusu İslami uyanışın olabileceğini ve olduğunu göstermektedir.
Sayfa 10 - İnsan Dergisi Yayınları
Reklam
Ümmet Şuuru...
Şeytan ve dostlarının dikkate aldıkları bir diğer husus, müslümanların gündemine giren “Ümmet” kavramıdır. Ümmet kavramı istikametinde şuurlanan müslümanlar, dünyanın diğer bölgelerinde bulunan müslümanlara ve bu bölgelerdeki islami hareketlere ilgi duymakta ve bölgesel çalışmalarına, ümmetin genelini dikkate alarak yön vermek istemektedirler.
Sayfa 28 - İnsan Dergisi Yayınları
Müstekbirlerin Oyunlarından Bazıları da...
Tevhidin yaygınlaşması, davet eden ve davet edilen insanların zamanlarıyla ilgili bir hadisedir.. O halde bu insanların zamanlarına müdahele edilmesi, tevhidi anlatacak ve tevhidi anlayacak zamanlarının mümkün olduğu kadar kısıtlanması gerekmektedir. Bunun sağlanması için., ekonomik baskılar yoğunlaştırılmakta, “Geçim derdi”, siyasi, ahlaki ve insani dertleri unutturan ve çözümlenmesi gereken en acil ve en asli bir dert durumuna getirmekte, bu dert ile etrafına ve kendi haline bakmadan köleler gibi çalışan insanların yegane boş vakitleri olan geceleri ise, şeytani bir ninni vazifesini gören radyo ve televizyon programlarıyla işgal edilmektedir.
Sayfa 27 - İnsan Dergisi Yayınları
Neden Rahatsız Olsunlar ki!..
Çoğalma istidadında oldukları için kendilerinin hoşlanmayacakları ve kontrol altına alamayacakları bir yapılanmaya girmeleri mümkün ve muhtemel olan müslümanları, kendileriyle uzlaşan ve kendi kontrollerinde bulunan grupsal yapılanmalara davet ederek, bu yapılanmalarda deşarj ve pasifize etmek isterler. Şayet böylesi yapıların yanısıra yeni yapılanmalara gerek varsa, çok örtülü ödenekten teşvik kredisi vermektedirler. Tabi ki en çok tasvib ettikleri yapılanmalar, şeytani kanunlar istikametinde şekillenen ve büyük şeytanın güdümünde olan politik yapılanmalardır. Bu yapılanmaların onlara rahatsızlık vermesi bir yana, daha da rahatlamalarına neden olmaktadır. Çünkü oyun kendi sahalarında ve kendi kurallarına göre oynanacaktır. Şeytani kurallara göre. “Durr” dedikleri zaman, durdurmaları, “Suss” dedikleri zaman, susturmaları ve “Dağılım” dedikleri zaman, dağıtmaları mümkündür... Neden rahatsız olsunlar ki!..
Sayfa 28 - İnsan Dergisi Yayınları
Tevhidin yaygınlaşması vakasıyla karşılaşan şeytan ve dostları, bu yaygınlaşmayı şehir ve bölgelere göre ve büyüme hızını dikkate alarak değerlendirmektedirler. Bu değerlendirme ile, hangi bölgede, hangi müslümanların müessir olduğunun tesbit edilmesi, diğer müslümanlar üzerinde müessir olan bu müslümanların sosyopsikolojik durumlarının tahliline göre satın alınmaları, korkutularak pasifleştirmeleri veya değişik yollarla etkinliklerinin azaltılması yapılagelen işlerdendir. Ne yazık ki, halkında müslüman olan ülkelerde böylesi şeytani müdahalelerin neticesiz kaldığını söyleyemeyiz. Kendilerine “Müslüman” denilmesine rağmen, Allah'ın azabı ve Allah'ın vaadi konusunda netleşemeyen bazı kimseler, müstekbirlerin azab veya vaadini ön plana çıkararak kendileri sapmakta ve çevrelerindeki insanları da saptırmaktadırlar.
Sayfa 24 - İnsan Dergisi Yayınları
Reklam
Satın Aldıkları Din Görevlileri...
Bu şeytani mantıktan hareket ederek yaptıkları veya yapabilecekleri müdahaleler ise, genel olarak şunlardır., Basın ve yayın faaliyetleriyle bu konumdaki müslümanları, yaşadıkları çağı idrak edemeyen birer şaşkın, dünkü güzellikten bahsettiği ve düne özlem duyduğu için bugünden uzaklaşan birer gerici, yaşanan realiteyi kabul etmeyen birer deli, ne istediğini bilmeyen birer mecnun olarak empoze etmek. Satın aldıkları veya kendi mantıklarına göre yetiştirdikleri din görevlilerini unvan ve makamla yücelterek din adına konuşma yetkisini bunlara vermek, samimi müslümanların gündeme getirdikleri ve çevrelerine iletebildikleri Rabbani gerçeklere, bu satılmışlar vasıtasıyla cahili yorumlar getirtilerek, Rabbani gerçeklerin insanlar üzerindeki etkisini azaltmak.
Sayfa 17 - İnsan Dergisi Yayınları
Şeytan ve dostlarının bu konuda karşılaştıkları en önemli güçlük, müslümanlara yönelttikleri suç isnadına, bazı deliller bulmaktır. Çünkü bu müslümanların elinde silah değil, kitap bulunmaktadır ve işin kötü yanı, bu kitap, halkın da benimsediği Kur'ân-ı Kerim'dir. Ayrıca bu müslümanların örgütsel bir yapılanmaları da yoktur.
Sayfa 23 - İnsan Dergisi Yayınları
Artık tutunulacak dal, yönelinecek kaynak Kur'ân ve sünnettir. Nitekim bu samimi yönelişlerin berrak bir neticesi olarak, yaşadığımız yüzyılın değerli alimleri vasıtasıyla gündeme gelen ve günümüz şartlarına göre açıklanan kelime tevhid gerçeği, dünyanın bir çok ülkesindeki müslümanların şuurlanmasına ve yüzyılların birikimi olan hurafelerle yozlaşmış ananeleri sorgulayarak, muvahhid birer müslüman olmalanna vesile olmuştur. Tevhidi gerçeği kavrayan bu müslümanlar, tabi ki bununla yetinmemişler, mevcut şartlarda sahip oldukları iletişim imkanlarıyla tevhidi gerçeği yaygınlaştırmaya çalışarak, aynı düşüncedeki müslümanların çoğalmalarına neden olmuşlardır.
Sayfa 11 - İnsan Dergisi Yayınları
Dünya ve İslâm...
Asırlar önce tahrif edilen Hıristiyanlık, ayaklan üzerinde doğrulmak bir yana, ayağın ve ayaklanmanın ne olduğunu unutan bir kötürüm, bir enkaz durumundadır. Siyonizmin sadece bir baston olarak kullandığı Musevilik ise, asırlardır devam ettirdiği keyfiyetiyle Samirilik olup; buzağıya değil, külçe altınlara tapınan yapısını ve şeytani misyonunu her çağa göre şekil değiştirerek sürdürmektedir...
Sayfa 9 - İnsan Dergisi Yayınları
Ferdi Müslümanların Çoğalması Karşısında...
İlahi mesajın insanlara ulaşmasını engelleyemeyen ve bu konuda aciz kalmaya mahkum olan şeytan ve dostları, İlahi mesajın yaygınlaşması ve sadece Allah'a kulluk ederek, kendilerine kulluktan içtinap eden müsîümanların çoğalması karşısında, daha geniş önlemler alınması gerektiğine inanmaktadırlar. Çünkü bulundukları konumda ferd olarak Allah'a kulluk eden ve Allah'a kulluğa davet eden bu müslümanlar, ferd olarak potansiyel bir tehlike göstermemelerine rağmen, çoğalma istidadında olan bu ferdlerin bir çatı altında toplanmaları ve ciddi bir potansiyel tehlike meydana getirmeleri mümkündür. Dünya müstekbirler için bu dönem, dikkate alınması gereken kritik bir dönemdir!.
Sayfa 19 - İnsan Dergisi Yayınları
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.