Səfillər
Victor HugoSəfillər Reviews
You can find Səfillər reviews, Səfillər book reviews, Səfillər ratings on 1000Kitap.
Victor Hugo / Sefiller.
Victor Hugo (1802- 1885) Romantik dönem Fransız yazarlarının en önemlisidir. Roman, tiyatro oyunu ve şiir alanında da eserler vermiştir. Kendisi iyi bir eğitim almıştır. Fransız edebiyatında Hugo kadar eser veren başka bir yazar yoktur. Şiir ve düz yazılarıyla popüler Fransız edebiyatının babası ve Fransa'nın milli şairi olarak bilinir.
Sefiller, 1800'lü yıllarda Paris hakkında bilgi verirken, aynı zamanda toplumun içinde bulunduğu yoksulluğun hikayesini anlatır. Romanın kahramanlarından Jean Valjean, çok aç olduğu için fırından bir ekmek çalar. Bunun bedelini kürek mahkumluğu ile ödemeye başlar. Kürek mahkumluğu bitince toplumda itibar kaybeder, çünkü o eski bir kürek mahkumudur. İyilik gördüğü tek kişi kilise de görevli piskopostur. Ama Jean Valjean kilise de gördüğü şamdanları çalar. Yakalanınca piskopos şamdanları hediye ettiğini söyleyince Jean Valjean dürüst bir insan olmak için söz verir. Değişimi göz yaşartıcıdır.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Sefiller...
Okuduğum en güzel klasik...
Bitirdiğim zaman ağladığım ve hiç bitmesin istediğim roman hatta sanat eseri...
O kadar sevdim ki beni o kadar etkiledi ki anlatmak zor...
Fransız edebiyatının en güzel dönem romanı... Viktor Hugo'nun karakterleri resmen işlediği u eseri bitirdiğiz zaman neden klasik olduğunu daha iyi anlıyorsunuz...
Jean Valjean, Fantine, Cosette , Marius, Saint-Denis Sokağındaki barikatlar, Javert...
O kadar güzel bir kurgu ki romanı okumayıp izliyor gibi... Teşekkür Viktor Hugo...
Bu kitap sayesinde Fransa'nın tarihini iki konuda tanımış oldum.
1. Olarak ceza sistemi
Öylesine ağır bir ceza sistemi ki mahkum olan kimseyi bedenen ve ruhen öldüren bir ceza, kişinin ne denli pişman olduğunun bir önemi olmayıp ömürlük bir mahkumla sürükleyen sistem.
2. Olarak ise sefil durumda olan toplum.
Bu sefillik sadece maddi anlamda
Sefiller'in ilk önce 142 sayfalık özetini okumuştum, çok hoşuma gitmiş sürükleyici bir kitap idi. Daha sonra tamamını, İş Bankası yayınlarının 1724 sayfalık 2 ciltli halini okumaya karar verdim. Ve gördüm ki hiç birşey okumamışım..!! Yazar "Jean Valjean'ın " hikayesini anlatırken o zamanki Fransa'yı çok detaylı bir şekilde ele alıyor, olayın geçtiği mekanlar hakkında bire bir detaylı açıklamalar yapıyor, Fransa tarihini anlatırken evrensel çıkarımlar da yapıyor ya da siz yapıyorsunuz. Okurken bazı olayları "Aha bugün aynısını yaşıyoruz diyorsunuz". 200 yıl önce Fransa'nın yaşadıkları hala bugün ülkemiz de dahil bir çok ülkede yaşanmakta. Bu kitabı özet okumayın resmen sansürlenmiş gibi oluyor. Bu kitabı genç yaşta okuma sabrını gösterebilecek insanların fikir ve düşüncelerinde büyük devinimler yaratacağına inanıyorum... Okumayanlara şiddetle tavisye ederim... ( bazı yerlerde birçok isim geçiyor, latince terimler ve isimler var, ya da çok çok ayrıntıya giriyor sıkmıyor değil arada bir ama her an yeni bir bilgi çıkacakmış gibi heyecanla okuyor insan.)
Herkesin " Aa! Evet, lisede okumuştum çok güzel bir kitaptı." dediği o eserdeyiz. Sefiller. Birçok insan lisede klasikleri okurken eline almış ve okumuştur en azından öyle düşünüyorum. Ancak ben bu eserin liseden sonra belki de üniversiteyi bitirdikten veyahut hayat tecrübesi edindikten, bir başka deyişle de bugün olduğunuz insan olduktan sonra bu eseri tekrar okumanızı isterim.
Evet yıllar önce okuduğunuz o eser değil bu! İnanın bana, bu o eser değil! Okuyunca bana hak vereceksiniz zira Jan Valjan, lise zamanında tanıdığınız Jan Valjan değil. Ona yıllar geçtikçe çok farklı anlamlar kattınız buna emin olun.
Kitaba dair çok fazla inceleme, eleştiri, tahlil vs yapıldı ve yapılmaya devam edecektir şüphesiz. Ben sadece liseden veya gençlik yıllarınızdan sonra bu nadide esere bir kez daha merhaba deyip Jan Valjan'ın sofrasına oturup onu birkez daha dinlemenizi istemek için yazıyorum bu inceleme yazısını.
Son olarak küçük bir ricam olacak sizlerden. Yıllar önce tanışıp şimdi tekrar sohbet etmek için sofrasına oturduğunuz Jan Valjan'a selam iletmenizi rica edeceğim: Bir ekmek çalmasa da evine götürürken öldürülenlerden, ekmek olmasada baklava çalanlardan, hayalleri çalınan nice çocuktan, yaşamları çalınan kadınlardan, saatlerce çalıştırılan veya "kaderi" ölmek olan eli nasırlı işçilerden ve daha nicelerinden...
Jan Valjan'a sevgilerle, iyi okumalar...
Sırf yeğenlerinin karnını doyurabilmek için ekmek çalan ve 19 yıl kürek mahkumuna çaptırılan Jan Valjin'in hayatını ,yaşamın gerçeklerini , iyilik ve kötülük gibi kavramların arka planında ki gerçekleri görmenize katkı sunuyor, intikam almanın en güzel yolunun ona iyilik yapmak olduğunu, sen bıraksan da geçmişin senin peşini bırakmayacağını tokat gibi çarpıyor.
