Radikal Düşünürlerin Gözünden

Şiddetin Eleştirel Tarihi

Brad Evans
Adaletin olup olabilecek en korkunç düşmanı, güçle ittifak yapmış bir cehalettir.
Sayfa 7 - James BaldwinKitabı okudu
Noam Chomsky
Seçkinlerin kitle medyası eliyle yaptığı propaganda, mantıklı eleştirel yetilerimizin altını oyarken, irrasyonel tehdit algısını da teşvik eder ve böylelikle seçkinlerin tarafını tutmamız kolaylaşır. Yani onların fayda sağladığı, ancak geri kalanımızın zarar gördüğü bir siyasi misyona uygun hareket etmemiz sağlanır.
Sayfa 105 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Noam Chomsky, Rızanın İmalatı
Seçimlerin temelini oluşturan halkla ilişkiler endüstrisi, tam da piyasaların altını oymakta kullanılan ilkelere başvuruyor ve demokrasinin altını oyuyor. Seçimleri, tıpkı bilgilendirilmemiş tüketicilerin yaptığı gibi, konu hakkında bilgisi olmayan seçmenlerin irrasyonel seçimlerine ingirdemeye çalışıyorlar.
Sayfa 103 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Alternatif gelecekler yaratmak, şiddet döngüsünü durdurabilecek, insanlığın daha iyi gelecekler ve tarzlar tahayyül etmesini sağlayacak ciddi ve sürdürülebilir yatırımlar yapmayı gerektirir. Bu da, eğitimi ciddiye alarak, hayal gücünden faydalanarak ve gençleri dünyanın daha iyi bir yer olabileceğine inanmalarını sağlayacak bir güvenle donatarak, şiddetin kader olduğu yönündeki imajı yıkarak başarabileceğimiz bir şeydir.
Sayfa 11 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Yeni olan her politikanın ilk görevi, aramızdaki farklılıkların bilincine varmaktır; dolayısıyla amacımız, bir hoşgörü ve kaynaşma politikası oluşturmak. Bunun farklılıkları silmeden köprüler kurabileceğine, böylelikle herkese kucak açan bir dünya yaratabileceğimize inanıyoruz.
Sayfa 47 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Eğitim, demokrasinin temelidir ve hiçbir demokratik toplum eleştirel, bilgili, ahlaki yargılar vermeye yatkın ve toplumsal açıdan sorumlu şekilde hareket eden yurttaşları yetiştirecek koşulları yaratma kapasitesine sahip pedagojik pratikler tarafından şekillendirilmiş bir kurucu kültür olmaksızın hayatta kalamaz.
Sayfa 8 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Reklam
James Baldwin
“Adaletin olup olabilecek en korkunç düşmanı, güçle ittifak yapmış bir cehalettir.”
Sayfa 7 - DipnotKitabı okudu
Cehalet kültürü insanların siyasete olan ilgilerini yok ederek işler. Bunu da insanları boğazına kadar hız, haz ve heyecan kültürüne batırarak, kişisel takıntılarının kabuğuna çekilmelerini sağlayarak, çekici görünen bir tüketime odaklanıp ünlülere ayak uydurmaya çalıştıkları bir gösteri organize ederek yapar.
Şarkın modern batı tarzında inşa edilmesi
Şarkı yeniden formüle etmek, ona bir şekil, kimlik ve tanım vermek de bu kampanyaların bir parçasıydı. Şarklının kendi tarihi, dönemi ve coğrafyasını Avrupalı gibi hissetmek adına terk etmesini sağlamak... Şarkta bulunanlara sahip olmanın (ya da sahip olduğunu düşünmenin) pek de önemli olmadığını hissettirmek...
Sayfa 77 - Edward SaidKitabı okudu
Savaş görüntüleri
Bir görüntünün gücü, sergilenmekten biçimine, nerede ve ne sıklıkla gösterildiğine bağlıdır. Televizyondaki görüntüler, doğası gereği bir süre sonra eskir. Başta aldırışsızlık gibi görünen şey, aslında ekranlarda döndürülen görüntülerle izleyicide uyandırılması ve bununla dolup taşması için düzenlenmiş bir duygu vurumudur.
Sayfa 89 - Susan SontagKitabı okudu
Reklam
Hal ve Ahvalimiz Şu Alıntıda Özetlenmiş
Şu noktanın altını çizmek istiyorum: Cehalet kültürü insanların siyasete olan ilgilerini yok ederek işler. Bunu da insanları boğazına kadar hız, haz ve heyecan kültürüne batırarak, kişisel takıntıların kabuğuna çekilmelerini sağlayarak, çekici görünen bir tüketime odaklanıp ünlülere ayak uydurmaya çalıştıkları bir gösteri organize ederek yapar.
Butler, bizim davranış biçimlerimizle bize yapılan muamele arasındaki kıvılcımdan doğan etik sorumluluktan söz eder. Yani şiddete maruz kaldığımızda nasıl davranmaya başladığımızdan... Bu şiddete yanıt verme anımız, aynı zamanda bir karar verme ve etik bir sorumluluk anıdır. Misilleme yapmak yerine şiddet içermeyen, işbirliğine dayanan, uluslararası ilişkilerin ideallerin rehberliğinde yürütüldüğü bir şekilde toplumsal dönüşümün bir parçası olmak çok daha sorumluluk sahibi bir tavır değil midir? Elbette bu türden politikalar, içinde yaşadığımız dünyada olanaksızmış gibi görünüyor. Ne var ki mesele tam da bu. Şiddete şiddetle yanıt vermek alışılageldik bir tepkidir. Ancak yeni bir politik tahayyül tarihin gidişatını değiştirebilir. Bunu yapmaktan aciz olduğumuzu mu söylüyoruz? Eğer öyleyse şiddetin kaçınılmaz ve şiddet döngüsünün de kırılmaz olduğunu kabul etmiş olmuyor muyuz? Sağcı hıristiyanlar neden hep "göze göz"ü tercih ederler de, hiç "öteki yanaklarını çevirmez"ler? Butler, şiddete başvurmamanın her durumda illaki faydalı olduğunu söylemez. Her bir durumda şiddet iddiasını ele alıp üzerine düşünmemiz gerekir. Aklımızda tutmamız gereken, şiddete şiddetle cevap vermenin, şiddeti bir norm olarak yaygınlaştırdığıdır. O halde şiddete başvurmamak, normalleştirilmiş şiddetin yanı sıra şiddetin içindeki öfkeye karşı da bir mücadeledir.
Sayfa 115 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Foucault’ya göre BİYOPOLİTİK, hayatın “GÜVENLİK, TOPRAK ve NÜFUS” üçgeninde politik bir şekilde stratejikleştirilmesiydi. Biyopolitika düşüncesi, geleneksel güvenlik modelleri adına, bizi insani gelişmişliğin bu üç unsuruna öncelik vermeye zorlar.
Sayfa 68 - DipnotKitabı okudu
Eleştirel bir kurucu kültür ve bu kültürün gelişmesine olanak sağlayan kamusal alanlar olmaksızın, düşüncenin fiili olarak reddedilmesiyle geliştirilen bir tür simgesel şiddet, insanların eleştirel bir perspektifle düşünmesini ve bilgi sahibi olup sorumlulukla hareket etmelerini güçleştirir.
Sayfa 7 - DipnotKitabı okudu
Bize göre medya, seçkinlerin tahakkümünü sürdürmek için kitlesel bir uzlaşı yaratmaktadır. Böylelikle seçkinlerin iktidarı çoğu zaman açık bir baskıya başvurmak zorunda kalmaz.
Sayfa 98 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Resim