Herman Hesse'nin okuduğum ilk eseri. Kitabın içeriği dikkatimi çekmişti ancak asıl ilgimi çeken yazarın Hitler döneminde adının ve kitaplarının yasaklamış olması. Bir yazar ve kitap yasaklanmışsa mutlaka orda okuyanı uyandıracak bir şeyler vardır. Zira devlet yöneticileri düşünüp sorgulayan halktan ziyade kör sağır dilsiz halkı yeğlerler.
Esere dönecek olursak baş karakterimiz Siddartha anlam arayışı mücadelesi için ailesini ve sarayını geride bırakan bir gençtir. Yolculuğu esnasında farklı görüşler farklı inançlarla karşılaşır ancak bir türlü aradığını bulamaz. İçindeki boşluğu dolduramaz. Çünkü o kelimelerle verilen öğütten ziyade yaşayarak deneyimlemek istemektedir. Nitekim yaşar deneyimler edinir ancak bu içinde kötü hisler uyandırmaktan öteye gitmez. Aslında bizi bize farklı pencereden anlatan ve günlük rutinlerin boşluğuna işaret eder. Şunu da belirtmek gerekir ki Doğu mistisizmi hakkında bilgisi olan okurlar için yazarı ve eseri anlamak daha kolay. Diğer türlü bu kitap ne anlatıyor böyle diyebilirsiniz. Derinlik var mı, elbette . Ancak aramak ve bulmak isteyene...Aramak demişken Siddartha bir noktada uyarır ; aramaktan bulma fırsatını kaçırmayın... Zira çoğu şeyi ararken çoğu şeyi de gölgeler yokluğa iteriz...
Güzel bir kitaptı , her okur kendince bir pay alacaktır. Şimdiden iyi okurlar :)