Başka bir pislik kalmış mıydı kendini pisletmediği, bir günah kalmış mıydı işlemediği, bir budalalık kalmış mıydı başvurmadığı, ruhunu ıssız çöle çeviren bir adım kalmış mıydı atmadığı?
”...Bir taşı sevebilirim Govinda, bir ağacı da, bir kabuk parçasını da sevebilirim. Bunlar çeşitli nesnelerdir, nesneler de sevilebilir. Ne var ki sözcüklerin renkleri yok, kenarları köşeleri yoktur, bir kokudan bir tattan yoksunlar. Senin huzura kavuşmanı engelleyen de budur belki, o pek çok sözcüktür belki. Çünkü kurtuluş ve erdem de Sansara ve Nirvana da sözcüklerden başka bir şey değildir, Govinda. Hiçbir nesne yoktur ki, Nirvana olsun; yalnız sözcük olarak vardır Nirvana.”