O kadar eğilmişti ki, Ceyda Hanını'ın başıyla, Hüsamettin Bey'in başı arasında dört parmak kalmıştı. Parfümü, yeni biçilmiş taze çimen kokuyordu. Hüsamettin Bey'in omuriliği, kuyruksokumuna kadar titredi.
Ceyda'nın cinsel sapıklığı yoktu. Aksine sağlıklı, çekici bir kadındı. Kısa kesilmiş saçları kumral, gözleri kestane rengindeydi. Çağırıcı bir ağzı vardı. Sporcu bir vücuda sahipti.
Bir kere sevgililerinden biriyle Göreme'ye gitmişti. Binlerce yıldan bu yana korunabilmiş, taştan oyma mezarlardan birinin içinde sevişti. Sonra da söylendi: "Bunların boyları da amma kısaymış."