Şiir Hikayeleri

Haluk Oral
üzdü.
Mevhibe Beyat, Özdemir Asaf’ın kendisine beslediği platonik aşkla “Lavinia” olarak edebiyatımıza girmiştir. Fakat Lavinia Özdemir Asaf’a aşık değildir.
Sayfa 6 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Ahmet Arif:
Şunu da söyleyeyim, başlangıçta 'eskittim' değil, 'çürüttüm'dü o sözcük.Yani Hasretinden Prangalar Çürüttüm.Fakat bu 'çürüttüm' sözcüğünü sevmedim.Her ne kadar doğrusu 'çürüttüm' de olsa sevemedim.Bir de bu sözcükte üç tane 'ü' geliyor ya arka arkaya, kulağımı tırmaladı.İç kulağımı,yani gönlümü tırmaladı.Her şairin bir de yüreğinde kulağı vardır.Onu tırmaladı işte.Müzik ve anlam bakımından daha güçsüz buldum.O nedenle 'eskittim' dedim.
Sayfa 38 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Orhan Veli: --- Bir gün Yahya Kemal’le konuşuyordum. Bana apartımanları göstererek dedi ki: "Köşkleri var, arabaları var, halayıkları var. Fakat hiçbir zaman bizim duyduklarımızı duyamıyorlar, bizim düşündüklerimizi düşünemiyorlar. Biz düşünüyoruz, düşünülmüş hâlde kendilerine anlatıyoruz; yine de anlamıyorlar."
Fâni ömür biter, bir uzun sonbahar olur. Yaprak çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Özdemir Asaf'ın şiirlerinde tek kadın ismi vardır: Lavinia.
Eskilerin en çok öğretmenlerini kıskanırım
Salim Rıza Kırkpınar, bir edebiyat öğretmenidir. Öğrencileri arasında kimler yoktur ki: Cahit Külebi, Vedat Türkali, Kemal Özer, Adnan Özyalçıner, Cengiz Bektaş, Arif Damar, Necdet Evliyagil, Sait Maden vs... Meclisinde bulunduğu Türk edebiyatının ustalarının sayısı da bir hayli kabarıktır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Neruda’nın Melih Cevdet hakkında söyledikleri:
“Nâzım Hikmet’ten sonra çok büyük bir Türk şairi daha buldum. Bütün gece gözüme uyku girmedi.”
Salim Rıza hocanın anısına Doğan Hızlan'ın kaleme aldığı yazıdan
... Onun öğrencileri hem iyi bir edebiyat okuru, hem de iyi birer yazar, şair oldular. Çünkü ancak onun gibi edebiyat öğretmenleri, yetenekleri mayalandırmayı başarabilirlerdi. Edebiyatı, teknik bilgilerden, kurallar toplamından, vezin eziyetinden arındırıp, onun hayatı güzelleştiren işlevini öğretti. Edebiyatın, bir yaşama sevincine dönüştüren gücünü gene onda gözlemledim. Türkiye'de yayınlanmış bütün antolojilerinden daha fazla şiir belleğindeydi. Çok güzel şiir okurdu. Sevmediğiniz bir şairi bile ondan severdiniz. Salim Rıza Kırkpınar öyle bir edebiyat öğretmeniydi ki, aynı zamanda sözlü geleneğin büyük ustası ve önemli bir temsilcisiydi. Genç kuşaktan bazı yazarlarla, şairlerle karşılaştığında, diyaloglarına tanık olur, şaşırırdım. Yalnız ben mi, daha çok konuştuğu genç yazarlar, şairler. “Beni tanıyor musunuz efendim,” diye yanına yaklaşıp adını söyleyen bir genç edebiyatçıya, kitapları üzerine eleştirilerini söyler, hayranları arasına onları da katardı. Edebiyat öğretmenliğinden emekli olmuştu, edebiyattan değil.
Sayfa 147Kitabı okudu
Of dedikoduya bak.
Bence, Oğuz Atay-Sevin Seydi ilişkisinin gizlerine biraz olsun ulaşabilen ve abartmadan psikolojik tahlil yapabilme yeteneği olan bir yazar, tek taraflı bir aşkın masaya yatırıldığı ve en az Tutunamayanlar kadar etkili olabilecek bir roman yazabilirdi. Oğuz Atay, 1956’da onu ilk kez gördüğünde, en yakın arkadaşı Uğur Ünel’in nişanlısıdır Sevin Seydi. Bir yıl sonra Uğur Ünel ve Sevin Seydi evlenirler. Oğuz Atay da 1961’de Fikriye Fatma Gürbüz’le evlenir, onu da Uğur Ünel aracılığıyla tanımıştır. Fakat bu iki evlilik de 1967’de biter; Oğuz Atay ve Sevin Seydi beraber yaşamaya başlarlar.
Sayfa 170 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Saflığın ve sadeliğin huzuru yerine, zoru aramanın çilesini tercih etti Necip Fazıl, varoluşunu ancak acı çekerek hissedebilen bütün insanlar gibi...
Sayfa 90 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 6. Baskı
Bakınız bir Türkçe öğretmeni kimlerin elinde yetişiyordu eskiden
Salim Rıza Kırkpınar 1906 ’da İstanbul’da doğar. Önce İstanbul Darül Muallimi (Öğretmen Okulu) daha sonra da Gazi Terbiye Enstitüsü’nü bitirerek Türkçe-edebiyat öğretmeni olur. Salim Rıza anılarında, bu okuldaki öğretmenleri arasında yer alan Nurullah Ataç, İsmail Hikmet Ertaylan, İbrahim Necmi Dilmen, Cemal Köprülü ve Ahmet Hamdi Tanpınar’dan çok şey öğrendiğini söyler. Özellikle, Nurullah Ataç’ın edebiyat dersleri sayesinde, divan edebiyatını öğrenecek ve sevecektir. Salim Rıza, önce Sivas, daha sonra da Samsun liselerinde öğretmenlik yapar. Askerlik için geldiği İstanbul’da, Edebiyat Fakültesi’nin Felsefe Bölümü’nü de bitirir. Kumkapı Ortaokulu, İstanbul Erkek, Kabataş ve Atatürk Kız liselerinde çalışır. Daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nde Estetik dersleri verir.
Sayfa 140Kitabı okudu
Ben Orhan Veli
“1914'te doğdum. 1 yaşında kurbağadan korktum. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak saldım. 13’te Oktay Rifat'ı, 16’da Melih Cevdet'i tanıdım. 17 yaşında bara gittim. 18'de rakıya başladım. 19’dan sonra âvarelik devrim başlar. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 25’te başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok âşık oldum. Hiç evlenmedim, şimdi askerim.
Sayfa 114Kitabı okudu
Fâni ömür biter, bir uzun sonbahâr olur. Yaprak çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Sayfa 146 - İş Bankası Kültür Yayınları/Yahya Kemal BeyatlıKitabı okudu
Orhan Veli:
Birgün Yahya Kemal ile konuşuyordum. Bana apartmanları göstererek dedi ki: "Köşkleri var, arabaları var, halayıkları var. Fakat hiçbir zaman bizim duyduklarımızı duyamıyorlar,bizim düşündüklerimizi düşünemiyorlar.Biz düşünüyoruz, düşünülmüş halde kendilerine anlatıyoruz, yine de anlamıyorlar."
Sayfa 71 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Resim