Tekleyen kalp, hırıldayan göğüs
Filibit ve topuk dikeni
Durmaya oturmaya çağırıyor sizi
Anladınız!
Şimdi bir hücreye kapanacaksınız
Ah kafa, aklınızdan da geçmişti
Ama nerde vaktinde sizde o yürek
Enginlere açılsaydınız!
Güçlü fırtınalarda direkleri kırılmış
Gemiler bize sığınır - - bulduk sanırız.
Görmezler. Varsa yoksa uzaklar - -
Onarırız. Giderler, kalırız.
Sonra gecelerde: Bu son olsun, son
Gönderme - - Engine yalvarırız.
Sonra büyür daha da
Korkunç yalnızlığımız.
Günlerdir yağıyorsa
Yağmur ekime doğru
Son çamaşırları içeri aldın da
Kesik elektrik bir mum bile yok
Karanlıkta kaldınsa
Yerin hakkındır.
Bir insanın beşikten mezara
Başından geçecekleri
Biraz biraz yazdınsa
Dilek-şart kiplerinde
Dönen atlıkarınca
Birden yavaşladıysa
Ve birisi seninle
Aynı yerde yalnızsa
Övün hakkındır.
Ve basın bir değirmen taşı
Boyuna uğuldarken
Hiç rahat uyudun mu
Ve şimdi önüne düşüyorsa
Belki bundan sonra
Avun hakkındır.