Evlilik ve orospuluk arasında yalnızca bir sınıf farkı vardı. Eğer bir kadın paralı ise, kendi şartlarını kendi kaleme aldırırdı: eşitlik, hayat sözleşmesi meşru olmak... yani doğacak çocuğuna kalacak mülkiyet hakları. Kadın, parası olmayan proleter sınıfına aitse o zaman kendisini; var olmak, yaşamak için satmak zorundaydı.