Düzenli bir şekilde icra edilen her bir iş, bu şekilde kendi içinde bir amaç haline gelmeye, böylece de çalışanın hayatındaki sevgisizliğin yarattığı uçurumun üzerinde bir köprü işlevi görmeye meyillidir.
Eğer insanların günahları kadar acılarını da kaydeden bir melek varsa herhangi bir sorumludan yoksun yanlış fikirlerin ne kadar da kederlendirdiğinin ve bu kederin ne derin olduğunun herhalde farkındadır.
Dini duygularının da etkisiyle, birtakım kalıplara düşünmeye alışmış insanlar için, bu kalıpların ve duygunun düşünceyle birbirlerinden kopmadıkları, zihnin o basit, eğitimsiz halini yeniden edinmek çok güçtür.
Umulan olay belli bir zamanda meydana gelmeyince bu, alışkanlığın mantığına göre o işin artık hiç olmayacağının bir kanıtı gibi kabul edilir, oysa çoğu zaman bu geçen zaman o olayı hazırlayan şartlar arasındadır.
Güven duygusu çoğu zaman kanaatlerden ziyade alışkanlıklardan doğar ve bu sebeple durumda tehlikeli olabilecek şekilde değişmeler olduktan sonra bile varlığını sürdürür.
Bir ruhun kendini özenle uzak tutmaya çalıştığı kaçamak sözler ve beyaz yalanlar, hiç kimse farkına varmasa da ünlü bir ressamın kendi gözünden kaçmayan hatalı fırça dokunuşları karşısında duyduğu huzursuzluk gibidir; eylemler bir kez yalana dönüştü müydü ruh bunları tıpkı bir resimde yapılan ufak tefek düzeltmeler gibi üstünde taşır.
Sayfa 150 - Türkiye İş Bankası Kül. Yay.Kitabı okudu
Güvenlik duygusu genellikle inançtan çok alışkanlıktan kaynaklanır ve bu nedenle koşullarda paniğe kapılmayı gerektirebilecek bir değişiklik ortaya çıktığında da çoğu kez varlığını sürdürür. İşte bu alışkanlık mantığı içinde, geçen sürenin olayın gerçekleşmesini an meselesi kılmasının ek bir neden oluşturduğu sırada bile, bu zaman diliminin sona erişi olayın niçin gerçekleşmeyeceğinin sözde kanıtı olarak gösterilir hep. Adamın biri çatısı çökmeye başlamış olsa da hiçbir tehlikeden endişe duymamasına kırk yıl boyunca bir madende burnu bile kanamadan çalışmasını neden olarak gösterir ve bir insan ne kadar yaşlanırsa kendi ölümüne dair bir inancı sürdürmesinin de o kadar güçleşmesi karşılaştığımız bir durumdur.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kül. Yay.Kitabı okudu
Bir ruhun kendini özenle uzak tutmaya çalıştığı kaçamak sözler ve beyaz yalanlar, hiç kimse farkına varmasa da ünlü bir ressamın kendi gözünden kaçmayan hatalı fırça dokunuşları karşısında duyduğu huzursuzluk gibidir; eylemler bir kez yalana dönüştü müydü ruh bunları tıpkı bir resimde yapılan ufak tefek düzeltmeler gibi üstünde taşır.