Hayır 40 yapar ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin 40. yılı :)
Yüz on dört ile kırk üçü çarpalım. Üç kere dört, on iki; üç kere bir, üç, elde var bir, dört; üç kere bir üç. Dört kere dört, on altı; dört kere bir, dört, elde var bir, beş; dört kere bir dört. İki; altı dört daha on: sıfır; beş üç daha sekiz, elde var bir, dokuz; dört. Dört bin dokuz yüz iki... Olmadı, evladım. Alnının alanı kırk dokuz santimetrekare: bildiğiniz gibi, en az elli olmalı değil mi?
Sayfa 209 - YKYKitabı okudu
Reklam
Olmadı evladım..:)) Alnını karışlama budur. :))
Yüzondört ile kırküçü çarpalım. Üç kere dört, oniki; üç kere bir, üç, elde var bir, dört; üç kere bir, üç. Dört kere dört, onaltı; dört kere bir, dört, elde var bir, beş; dört kere bir, dört. İki; altı dört daha, on: sıfır; beş üç daha, sekiz, elde var bir, dokuz; dört. Dörtbin dokuzyüz iki ... Olmadı, evladım.
Sayfa 132
Ölüm hep tuhaf değil mi ki? Yüzünü bozan büzüşme iyiden iyiye artar, çirkin bir insan-hayvan maskesi biçiminde donar, bir an öyle kalır. Sonra bir göz kapanır, ağız burulur, yüzün bir yanı kasılır, daha da iğrenç bir canavar ortaya çıkar ama hemen silinip yerini sakin ve nerdeyse gülümseyen bir imgeye bırakır..
Sayfa 10
- Kusursuz suç olmadığını bilirsiniz değil mi, herhangi bir yerde bir hata olmalı, bu hatayı aramalıyız. - Nerede arayalım? Yanılmayın, saygıdeğer beyefendi: uz­man elinden çıkma bir iş bu, görünüşe bakılırsa rastlantıya pek yer bırakmamış gibiler. Elimizde bulunan bütün bu cılız belirti­leri kullanılmaz kılan tek şey, bunları hiçbir şeye bağlayamıyor olmamız.
Sayfa 58 - 1. Baskı: İstanbul, Nisan 2005 - YKY
Dünya ne anlamlıdır ne de anlamsız. Vardır, o kadar!
Reklam
"Bazen bir katil bulmak için saçını başını yolar insan ... " Katili bulmak için saçını başını yolarsın, ama cinayet işlenmemiştir. Saçını başını yolar bulmak için insan ... " ... kendinden çok uzaklarda, oysa insanın elini kendi göğsüne doğru uzatması yeter bile ... "
Sayfa 210
Wallas yüzünde hisseder soğuğu; henüz insanın yüzünü, acıtan bir maske gibi felç eden dondurucu soğukların zamanı değilse de, dokuların şöyle bir çekildiği de hissedilmiyor değil: alın sıkışıp daralır, saçların başladığı yer kaşlara yaklaşır, şa­kaklar birbirine bitişmeye çalışır, beyin burnun biraz üstünde, iki gözün arasında, derinin biraz altında, iyi huylu küçük bir yumruya indirgemek ister kendini. Ama duyular capcanlıdır hâlâ...
Sayfa 44 - 1. Baskı: İstanbul, Nisan 2005 - YKY
Siyasal amaçlı bir cinayet mi? Bu silik adam bazılarının at­fettiği gibi karanlık bir etkiye mi sahipti? Böyle bir şey olsa bile, bu türden saçmalıklar kurabilmesi için -her gün aynı saatte bir cinayet...- insanın bir Roy-Dauzet olması gerekirdi.
Sayfa 67 - 1. Baskı: İstanbul, Nisan 2005 - YKY
Dünya ne anlamlıdır, ne de anlamsız, vardır o kadar
Reklam
Değişmez yol izlenmektedir. Önceden ayarlanmış hareket­lerle. Kusursuz biçimde ayarlanmış olan düzenek, en ufak bek­lenmedik bir olaya bile yer vermez. Metni izlemek, cümle cüm­le ezbere okumak gerek yalnız ve de kelam tamamlanacak ve şerit şerit bezlere sarılı Lazarus mezarından çıkacak...
Sayfa 17 - 1. Baskı: İstanbul, Nisan 2005 - YKY
var olun °
"Dünya ne anlamlıdır ne de anlamsız. Vardır, o kadar."
"Bazen bir katil bulmak için saçını başını yolar insan..." Ka­tili bulmak için saçını başını yolarsın, ama cinayet işlenmemiş­tir. Saçını başını yolar bulmak için insan... "...kendinden çok uzaklarda, oysa insanın elini kendi göğsüne doğru uzatması yeter bile..." Nerden ortaya çıkıyor ki bu cümleler?
Sayfa 210 - 1. Baskı: İstanbul, Nisan 2005 - YKY
"Bazen bir katili bulmak için saçını başını yolar insan..." Katili bulmak için saçını başını yolarsın, ama cinayet işlenmemiştir. Saçını başını yolar bulmak için insan... "...kendinden çok uzaklarda, oysa insanın elini kendi göğsüne doğru uzatması yeter bile..." Nerden ortaya çıkıyor ki bu cümleler?
Sayfa 210Kitabı okudu
-Az önce, öldüğünü söylediğinizde tuhaf bir etkisi oldu bu haberin. Nasıl anlatsam bilmem ki... Daniel'in yaşıyor ya da ölü olması arasında ne fark vardı ki? Zaten o kadar uzaktı ki yaşamaktan...Zayıf bir kişiliği ya da karakteri olmasından ileri gelmiyordu bu... Yaşayan biri olmamıştı ki hiç.
Sayfa 148Kitabı okudu