Simon Bolivar kısa ama dopdolu bir yaşam sürdü. Altı ülkeyi özgürleştiren bir devrimci, ulusal kurtuluşun ilkelerini ortaya atan bir entelektüel, amansız bir sömürge savaşını yöneten bir generaldi. Birçok İspanyol Amerikalı onun bir diktatör ya da kral olmasını istedi. Liberal tarihçilere göre o tiranlığa karşı savaşıyordu. Bolivar son derece karmaşık bir adamdı. Ülkeleri özgürleştirmesine rağmen liberalizmi yerin dibine batırıyordu, bir askerdi ama militarizmi eleştiriyordu, cumhuriyetçiydi ama monarşiye hayrandı.
《☆☆☆》
O dönemlerde Amerika kıtasını ziyaret eden Alman bilim adamı Alexander Von Humbolt'un gözlemleri çok değerlidir. "Venezuela'nın Amerika doğumlu beyaz seçkinlerinde iki türlü eğilim vardı. Geçmişe bağlı olan eski kuşak imtiyazlarını korumak istiyor ve aydınlanmaya kötü gözle bakıyordu. Genç kuşak ise; akla ve aydınlanmaya sıkı sıkıya bağlıydı. İşte Simon Bolivar birinci grubun içinde doğdu ama ikincisinin içinden mezun oldu.
《☆☆☆》
Adını taşıyan bir ülke olan (Bolivya) nadir insanlardan birisidir. Yaşadığı dönemde İspanya'nın çöküşünü, Napoleoun'un taç giyişini, İngiltere'nin üzerinde güneş batmayan impararorluk oluşunu, Fransız devrimi sonrası oluşan milliyetçilik ve aydınlanma akımını görmüş. Ve bunları Amerika kıtasının kendi gerçekleri ile harmanlamaya çalışmış bir devrimciydi o. John Lynch hayatının her dönemini önemli dönüm noktalarına dokunarak anlatmış. Latin Amerika'yı anlamak için okunması gereken eşsiz bir biyografi...
