Ömer Kavur'un peşine düştüğü imgeler, daha önceki filmlerinde görülmekle birlikte kristalize olmaya, bakışımlı bir prizmada özel bir dil oluşturmaya başlamıştır.
Bütün derin, neredeyse karanlık, ağır akışına rağmen, sınırsız bir serüven duygusunu da yedeğine taşır bu imgeler. Daha açık Söylemek gerekirse, ölümü göze alan, tinsel travmalaraaçık bir serüven gereksinimidir bu. Geri dönmeyi hesaba almış, ölümle yüzleşmenin nelere mal olabileceğini merak eden, ölümün öldürücülüğünü baştan bildiği halde, merakından ters yüz etmeyen bir inat. Ticari sinemenın dilek şartlarına, popülerliğin tartışmasız şimdiki zamanına rağmen, piyasanın inançlı bir dili sürüdürmeye karşı çalacağı ölüm çanlarına kulağını kapama inadı da buna dahil. Hemde sinemanın ticari bir arena olduğunun yüzde yüz bilincinde olarak.
Macit Koper