Çocukluğundan itibaren denizci olmak isteyen, bu amacına ulaşan ve Birinci Dünya Savaşında hayatını kaybeden bir yazar. 19. yüzyılın son çeyreğinde doğar ve amacı korku ve fantastik yani bir nevi bilim kurgu eserler yazmaktır. Yazar da. Sınırdaki Ev de onun en önemli ve en iyi eseridir.
Peki bu eseri nasıl değerlendireceğiz? Döneminde Edgar Allan Poe, Lovecraft ve Bram Stoker gibi yazarların geri planında kalan ve gotik, fantezi ve bilim kurgu alanına bir türlü tam anlamıyla giremeyen bu eseri ne şekilde değerlendirip karar vereceğiz? Bu sorular aklımıza değil çelme takmak, bildiğiniz tekmeye kafa atmak durumuna düşürüyor bizleri.
1877’de İrlanda da iki arkadaşın bir el yazmasını bulmasında ben hikayenin devamına değil mesela bu iki ruh hastasının orada ne yaptıklarına odaklandığım için hikayeyi farklı biçimde değerlendirdim. Tabi dikkatinizi çekeceğim bir konu var kitapta. Boyutlararası Kozmik Yolculuk. Zaten kitabı okumamdaki ve merak etmemdeki ana etken de bu. Biraz samimi olursak, yazara şu düşünceyle yaklaştım: “Sen bu fikri nerden edindin be adam?!”
Şakası bir yana hoş bir kitaptı. Sanırım günün son kitabı olacak ama belli olmaz tabi. Her neyse okumak isteyen arkadaşlar olursa gönderebilirim her daim olduğu gibi. Farklı ve tarzı belirsiz bir hikaye okumak isteyen arkadaşlara -beklentiye girmemek kaydıyla- tavsiye eder, iyi akşamlar dilerim..