Dostoyevski’nin inançlı bütün kahramanlarında, inançlarını yaşadıklarını ancak bunu duyuramadıklarını görürüz. Bu kişiler gerçek dünyayla kurdukları ilişkilerinde silik, saf, gülünç ve de alıktırlar. Buna karşın, yazarın ateist başkahramanları ihtiraslarını ve dürtülerini gönüllerince yaşarlar, suça karışırlar, içlerini kemiren kuşkuyla tutarsız davranışlar sergilerler ve bu duygulardan genelde intiharla kurtulurlar.